Bavyera İçişleri Bakanı, Başkent Münih'te Türk medya ve dernek temsilcileri ile güvenlik konularını konuştu

Joachim Herrmann, PKK, DITIB, Orhan Tinengin Foto: Regensburg Haber

Bavyera İçişleri Bakanı Joachim Herrmann, eyalet başkenti Münih'te Türk medyası ve dernek temsilcileriyle biraraya gelerek güncel çalışmalar hakkında bilgiler verdi. 1 Nisan'da Münih'in tanınmış iş adamlarından Mahir Zeytinoğlu'nun işlettiği Goethe Hotel'de gerçekleşen toplantı Türk çayları eşliğinde samimi bir havada gerçekleşti.

 

Bakanlık tarafından kısa süre önce açıklanan 2018 Bavyera Kriminal İstatistik Raporu kitapçığıyla gelen Bavyera İçişleri Bakanı, eyaletteki güncel verilere dikkat çekerek, Bavyera'nın Almanya'nın 16 eyaleti içerisinde en güvenlisi olduğunu belirterek bundan gurur duyduklarını ifade etti. Suç oranının Alman vatandaşlarında olduğu gibi yabancı vatandaşlarında da diğer eyaletlere göre düşük olduğunu ayrıca vurgulayan Herrmann, bu durumu yabancıların uyumu ile bağlantı kurarak övgüyle bahsetti. Herrmann, tüm pozitif verilere rağmen herşeyin iyi olmadığını da sözlerine ekleyerek, yaşanan mevcut sorunların çözümü için çalışmalar yaptıklarını belirtti.

 

"PKK TARTIŞMASIZ ÇOK TEHLİKELİ BİR TERÖR ÖRGÜTÜDÜR"

Toplantıda PKK sempatizanların faaliyetlerine yönelik yöneltilen soruya karşılık, Kürt taraftarlığı adı altında aşırı sol eğilimli gruplarca propaganda faaliyetlerinin yapıldığını ifade eden İçişleri Bakanı Herrmann, bunun kabul edilemez olduğunu belirterek, "PKK ile herkesin mesafe koymasını bekliyoruz" şeklinde görüş vererek meseleyi ciddiye aldıklarını ima etti. "Türkiye siyaseti eleştirilebilir, ama bir şiddet örgütüne sempati oluşturulması kabul edilemez" diyerek kararlı bir duruş sergileyen Bavyera İçişleri Bakanı, PKK için "tartışmasız çok tehlikeli bir terör örgütü" olarak tasvir ederek net pozisyon aldı. PKK hakkında ayrıca "Avrupa Parlamentosu'nun da terör listesinde" diyen Herrmann, PKK sembollerine de eyalette izin vermeyeceklerini söyleyerek, terör örgütlerinin propagandalarına hiçbir şekilde müsamaha göstermeyeceklerini ilan etti.

 

"DİTİB HİÇBİR ZAMAN GÜVENLİK SORUNU OLMADI"

Yaklaşık birbuçuk saat süren toplantıda DİTİB'i de gündemine alan İçişleri Bakanı Herrmann, hutbelerin Ankara'daki Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından gönderildiği görüşünde bulunarak, bu derneğin Ankara'nın etkisinden çıkması gerektiğini söyledi. Toplantıya katılan DİTİB Güney Bavyera Eyalet Birliği Başkanı Önder Yıldız, buna itiraz edip, hutbelerin Köln'deki Genel Merkez tarafından hazırlandığını söyleyerek cevap verdi. Hutbelerin nerede hazırlandığı konusunda İçişleri Bakanı ile DİTİB Yetkilisi arasında birbirinden farklı iki açıklamanın ortaya çıkması dikkat çekti.

DİTİB'in Anayasayı Koruma Raporuna (Verfassungsschutzbericht) girmesi konusunda kimi yerlerden yükselen sesler için de "abartılı buluyorum" diyerek görüş dile getiren Herrmann, "DİTİB hiçbir zaman güvenlik sorunu olmadı" diyerek dernek hakkında rahat bir tavır takındı.

01.04.2019

Regensburg Emniyeti kayıtsız kalmayarak rapor iletti: Savcılık, Afrin protestosundaki yasadışı bayraklar için soruşturma başlattı

HPG YPG ve HGP'nin bayraklarını tespit eden Emniyet, savcılığı harekete geçirdi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin geçtiğimiz hafta Afrin'deki terör noktalarına operasyon düzenlemesi 21 Ocak'ta Regensburg'da da protesto edildi. Almanya'nın birçok kentinde terör örgütü PKK ve YPG'nin sempatizanları tarafından yasak bayraklar eşliğinde eylemlerin yapılması Regensburg'da ters tepti. Toplam 1.5 saat süren yürüyüş ve mitingde PKK'nın Suriye'deki silahlı yapılanması YPG ve Murat Karayılan komutanlığındaki "Apo'nun Fedai Ordusu" HPG'nin bayraklarını açan göstericiler hakkında Regensburg Emniyeti, yasak sembollere göz yummayarak, soruşturma başlatılması için savcılığa rapor sundu.

 

Yürüyüş EÖC, IKS ve HDP'nin çağrısıyla düzenlendi

PKK'nın terör listesinden kaldırılması ve örgüte sempati oluşması için uzun yıllardan beri çok yönlü faaliyetlerde bulunan IKS Regensburg derneği, sosyal medyadan protesto eylemi için takipçilerine katılım çağrısı yaptı. Örgütün EÖC isimli gayriresmi oluşumu da, sosyal medya hesabından, yürüyüşün EÖC, IKS Regensburg ve HDP Regensburg'un çağrısıyla düzenlendiğini, Plattling Alevi Kültür Merkezi'nin de eyleme katılarak destek verdiğini yazdı. Katılımın emniyet raporuna göre 100-150, örgüte göre en az 300 olduğu eylemde, "Katil Erdoğan" şeklinde tempo tutulduğu görgü tanıkları tarafından gözlemlendi.

26.01.2018

2017 Almanya Genel Seçimleri: Regensburg'da AfD şoku

AfD, Regensburg, Almanya Genel Secimleri, Bundestagswahl 2017 Almanya Genel Seçimlerinde Türkiye karşıtlığı başlıca seçim malzemesi oldu. Foto: Regensburg Haber

6Almanya'da medya ve partilerin yabancı karşıtlığını körükleyici provokatif tutumları sonunda 2017 Almanya Genel Seçimlerinde meyvesini verdi. Almanya'da yüzde 12.6 ve Bavyera'da 12.4 oy alan aşırı sağcı parti AfD, Regensburg'da da yüzde 13 gibi yüksek bir oy oranına ulaşarak CSU (yüzde 37.8) ve SPD'nin (yüzde 14.5) arkasından üçüncü büyük parti oldu. AfD, Regensburg merkezde yüzde 10.8 oy alırken, beldelerinde ise oy oranını yüzde 14.5'e kadar çıkarabilmeyi başardı. AfD'nin Türklerin ve yabancıların en çok yaşadığı ilçe olan Neutraubling'de de yüzde 17 ile çok yüksek oy oranına ulaşması buradaki yerleşik Türk halkını da tedirgin etti. Özellikle kırsal kesimde büyük rağbet gören AfD'nin Regensburg'un ilçe ve köylerinin çoğunda CSU'dan sonra ikinci parti haline gelmesi dikkat çekti.

 

REGENSBURG'DAN BERLİN'E ÜÇ MİLLETVEKİLİ

2013 yılında Berlin'e Philip Graf von und zu Lerchenfeld ve Dr. Astrid Freudenstein ile her ikisi CSU'dan sadece iki milletvekili çıkarabilen Regensburg, 2017 seçimleri sonucunda bu defa Peter Aumer (CSU), Stefan Schmidt (Bündnis 90/Die Grünen) ve Ulrich Lechte (FDP) ile üç milletvekiliyle temsil edilecek. Regensburg seçim bölgesinde kişi tercihlerinde Aumer yüzde 40.1, Schmidt yüzde 9.3, Lechte ise yüzde 6.2 oy aldı.

 

YENİ ARAYIŞLARA GİREN REGENSBURGLU TÜRKLER FDP'YE OY VERDİ

Regensburg'da yapılan bütün yerel, eyalet ve genel seçimlerde büyük çoğunlukla sosyaldemokrat parti SPD'ye oy veren Regensburglu Türkler, ilk defa bu geleneği 2017 Almanya Genel Seçimlerinde bozarak, bu defa siyasi tercihlerini özellikle liberal parti FDP yönünde gösterdiği gözlendi.

 

Edinilen bilgilere göre, Türk asıllı seçmen kitlesinin kişiye ve partiye oylarının her ikisini de FDP vermelerinin başlıca sebebi, SPD'nin Başbakan adayı Martin Schulz ile Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'in Türkiye karşıtı tutumuna tepki olarak gelmesi yönünde olduğu belirtildi.

24.09.2017

Kilise'de büyük skandal raporla tescillendi: Okullarda 547 "Dom Serçesi" fiziksel ve cinsel şiddet kurbanı

Domspatzen, Ulrich Weber, Johannes Baumeister, Andreas Heintz soldan sağa: Johannes Baumeister, Ulrich Weber, Andreas Heintz. Foto: Regensburg Haber

 

Katolik Kilisesi'nin Regensburg'daki dünyaca ünlü erkek çocuk korosu Domspatzen'de (Dom Serçeleri) Nazi döneminden beri okul korosuna katılan 547 çocuğun 49 okul görevlisi tarafından fiziksel ve cinsel tacize uğradığı yayınlanan resmi raporla tescillendi.

 

Olayı incelemesi için görevlendirilen avukat Ulrich Weber'in 18 Temmuz'da Regensburg'da düzenlediği basın toplantısındaki Kilisenin çocuk şiddeti yönündeki raporu Almanya çapında yankısı da çok büyük oldu. Ulusal medyanın yoğun ilgi gösterdiği bilgilendirme toplantısında, görsel ve yazılı basın açıklanan rapor sonuçlarını son dakika haberi olarak geçti.

 

İlişkili kişilerle iki yıllık derin araştırmalardan elde ettiği bulguları 440 sayfalık büyük ebatlı bir kitaba yazarak raporlaştıran Ulrich Weber, tacize uğrayan çocukların Etterzhausen ve Pielenhofen beldelerindeki Domspatzen hazırlık okullarını "Hapishane", "Cehennem", "Nazi Toplama Kampı" sözleriyle betimlediklerini ifade etti. Çocukların kollektif olarak da cezaya çekildiğinin belirtildiği raporda, birçok olayın hazırlık okulllardaki müdürler tarafından da bilindiği ama ses çıkarılmadığı bildirildi.

 

Raporun açıklanmasıyla beraber, 30 yıl boyunca Domspatzen Korosu'nu yöneten Papa 16. Benedikt'in abisi Georg Ratzinger ve 2002-2012 yılları arasında Regensburg Psikoposluğu yapmış Papa 16. Benedikt'in sağ kolu Kardinal Gerhard Ludwig Müller gibi önemli din aktörlerin de kilise okullarında düzenli hale gelen suçlara karşı müdahale etmemiş olması kamuoyu tarafından büyük eleştiri konusu oldu. Regensburglu Alman Papa 16. Benedikt'in 2013 yılında Vatikan'daki görevini sürpriz bir şekilde bırakması birçok uzman tarafından Kilise'deki çocuk istismarlarına bağlanmıştı.

 

ÇOCUKLARA ŞİDDET UYGULAYANLARA CEZA VERİLMEYECEK

Ulrich Weber, basın toplantısında bir gazetecinin suçluların cezalandırılması yönünde bir sorusu üzerine, olayların üzerinden uzun dönem geçtiğini belirterek herhangi bir cezai işlem görmelerinin pek mümkün olmadığını söyledi. Fiyat aralıkları 5 ile 20 bin Euro arasında şimdiye kadar mağdurlar için Kilise tarafından toplam 450 bin Euro tazminat ödendiğini belirten Weber, bu rakamın 3 milyon Euro'yu bulabileceğini söyledi.

 

Katolik Kilisesi'nin çocuk taciz olayları ve buna karşı "sessiz kalma kültürü"nün tekrar göz önüne serildiği rapor sonrası, Kilise'den yeni bir çıkış dalgasının tekrar gelmesi bekleniyor.

19.07.2017

Gazeteciler Berlin'de 15 Temmuz'u anlattılar

Mehmet Akarca, Serdar Karagöz, Doç. Dr. Fahrettin Altun, Ozan Ceyhun, Mahmut Övür, Şelale Kadak, Sabah Gazetesi Yazarlar Kulübü, Basin Yayin ve Enformasyon Genel Müdürlügü, BYEGM, Berlin Soldan sağa: Mehmet Akarca, Doç. Dr. Fahrettin Altun, Ozan Ceyhun, Serdar Karagöz, Mahmut Övür, Şelale Kadak / Foto: İhsan Yeneroğlu, Regensburg Haber

 

Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve Sabah Gazetesi Yazarlar Kulübü işbirliğiyle Londra, Vaşington ve Brüksel’de düzenlenen panellerin dördüncüsü Berlin'de "Türkiye-AB ilişkisinde Almanya'nın rolü" başlığında gerçekleşti. Etkinlikte Türk-Alman ilişkilerinde artan gerilim ve bunun Avrupa Birliği'ne yansıması, 15 Temmuz darbe girişimi ile PKK terör örgütünün Avrupa'daki faaliyetleri ağırlıklı olarak ele alındı.

 

Almanya'nın önde gelen ulusal medya organlarının katılım gösterdiği etkinlikte açılış konuşmasını Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Mehmet Akarca yaptı. Akarca, Türkiye'nin bugüne kadar diğer Avrupa ülkelerine nazaran daha az gelişmiş olmasındaki en büyük etkenlerin zengin enerji kaynaklarına sahip bulunduğu coğrafyasındaki dış güçlerin oluşturduğu kaos ortamı, yaşadığı darbeler ve hem sınırları içinde hem de dışında Türkiye'yi tehdit eden PKK, FETÖ, DEAŞ, YPG gibi terör örgütlerinin olduğunu belirtti. 15 Temmuz darbe girişiminin ABD'deki 11 Eylül saldırıları gibi senaryo olarak algılanmasınına da anlam veremediğini belirten Akarca, Türkiye'nin iç güvenliğini ilgilendiren konularda Almanya ve Avrupa'dan destek beklediklerini söyledi. Almanya ve Avrupa'nın diğer ülkelerinde terör örgütü üyelerinin rahatça dolaştığını Sabancı suikastı sanığı Fehriye Erdal örneği ile anlatan Akarca, bu ve benzeri göz yummaların demokraside yerinin olmadığı görüşünde bulundu.

 

Serdar Karagöz'ün moderatörlüğünde devam eden panelde sırasıyla, Doç. Dr. Fahrettin Altun 'Türk dış politikasının yeni parametreleri', Ozan Ceyhun 'Türkiye -Almanya ilişkilerinde son durum', Mahmut Övür 'Türkiye'nin terörle mücadele siyaseti', Şelale Kadak da 'Türkiye-Almanya arası ekonomik ilişkiler'  konularında katılımcıları bilgilendirdiler.

 

İç politikadaki demokratikleşme ve dış politikadaki yeni arayış çabasının Recep Tayyip Erdoğan ile başladığını belirten Fahrettin Altun, 2002 yılından itibaren bağımsızlaşma çabası yürüten Türk dış politikasının, bugün gerçekçi bir öğrenme süreci içinde olduğunu belirtti.

 

Daha sonra söz alan Ozan Ceyhun, aşırı sağın sadece Almanya'da değil Avrupanın birçok ülkesinde yükselişte olduğunu ve bu durumun Türkler dahil diğer azınlıklar için iyi bir gelişme olmadığını belitti. "Bunun sonucunda azınlıklara karşı saldırıların artması kaçınılmaz bir sonuçtur" diyen Ceyhun, "Avrupa'daki politikacılar kendilerini sorgulamalı ve bu gidişata karşı önlem almalıdırlar" uyarısında bulundu. 15 Temmuz darbe girişimine de değinen Ceyhun, Türk halkının gösterdiği direnişin kendisini çok gururlandırdığını söyledi.

 

Panele zamanında PKK lideri Abdullah Öcalan ve FETÖ lideri Fethullah Gülen ile röportaj yapmış bir gazeteci olan Mahmut Övür devam etti. Konuşmasında Türkiye'nin hala AB değerlerine bağlı ve bu değerleri kendi değerleri ile harmanlayarak entegre olmaya çalışan bir ülke olduğunu belirtti. Erdoğan'ın Türkiye'deki Kürt meselesini ilk defa kabullenen ve bunu çözmeye çalışan lider olduğunu söyleyen Övür, Alman medyasındaki olumsuz Erdoğan imajını eleştirdi. Bugün bu terörün çözülemiyor olmasının sorumlusu Erdoğan değil, çözümü istemeyen PKK'nın olduğunu belirterek, bu sorunu aşmak için Avrupa'nın Türkiye'ye destek vermesi gerektiğini, "Şiddete başvurulmadan her konu Türkiye'de tartışılabilir. Türkler kendi meselelerini çözmek istiyor ama bunun için müttefiklerimizden katkı bekliyoruz ve maalesef bu konuda hala destek alamadık" sözleri ile dile getirdi.

 

Panelin son konuşmacısı olarak söz alan Şelale Kadak, siyasi ve kültürel anlamda ilişkiler her ne kadar iyi gitmese de, ekonomik olarak Türk-Alman ilişkileri yükselişte, dedi. "Volkswagen, BMW, Mercedes, Audi, Siemens, Bosch gibi Alman şirketlerinin yaşanan terör saldırılarından sonra da yatırımlarını iki katına çıkararak Türkiye'de üretim yapmaya devam etmekteler, Alman şirketleri Türkiye'de mutlu" diyerek Almanya'nın Türkiye'nin en büyük ekonomik ortağı olduğunu söyledi.

 

Panelin sonunda varılan ortak düşünce Almanya ve Türkiye'nin birbirine ve Avrupa'nın da bu iki ülkenin dostluğuna ihtiyaç duyduğu oldu.

İhsan Yeneroğlu, 11.01.2017

Regensburg Üniversitesi'nde düzenlenen Türkiye paneline büyük ilgi

Fatih Zingal, Ismail Ertug, Prof. Ernst Struck, Halil Gülbeyaz, Sarah Zerback, Junges Europa, Regensburg Üniversitesi, Universität Regensburg Soldan sağa: Fatih Zingal, Ismail Ertug, Prof. Ernst Struck, Halil Gülbeyaz. Foto: Regensburg Haber

 

Alman siyasetinde ve medyasında katlanarak artan Türkiye ilgisi Regensburg Üniversitesi'nde düzenlenen Türkiye panelinde oluşan rekor katılımla kendisini tekrar gösterdi. Regensburg Üniversitesi'nde faal öğrenci derneği Junges Europa'nın Avrupa Birliği'nin Türkiye ile olan krizinin ele alındığı panelin yarısı Türk 400 civarında seyirci kitlesi önünde gerçekleşti.

 

Özellikle Alman televizyon kanallarında Türkiye karşıtlığına ve PKK'ya karşı yaptığı cesur çıkışlarla Türkler arasında büyük bir hayran kitlesine ulaşan UETD Genel Başkan Yardımcısı Fatih Zingal'in çok büyük ilgi gördüğü panelde diğer tartışmacılar Avrupa Parlamentosu Almanya Milletvekili İsmail Ertuğ, Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Ernst Struck ve gazeteci Halil Gülbeyaz oldu.

 

Konuşmacılardan Fatih Zingal, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası varoluş mücadelesi veren Türkiye için Avrupa'dan beklenilen dayanışma sağlanamadığını ve Türkiye'yi hedef alan PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerine karşı destek verilmediğini ön plana çıkarırken, Avrupa'nın birçok konuda Türkiye'ye karşı çifte standart uygulandığı yönünde örnekler vererek ifade etti. Avrupa'nın uzun zamandır Turkiye'ye karşı çifte standart uygulandığını ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında geç dayanışma gösterdiğini kabul eden Avrupa Parlamentosu Milletvekili İsmail Ertuğ da, Türkiye'nin 15 Temmuz sonrası hukuk devletine uygun olmayan bir sürece doğru girdiği eleştirisinde bulundu. Türk basınının yanlış haberlerle kamuoyunda AB düşmanlığını körüklediğini de ifade eden İsmail Ertuğ, özellikle Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ile ilgili yapılan yayınlardan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Gerçeklerin orta yolda olduğunu ifadelerinde sıkça kullanan Ertuğ, artık birlikte gelecege bakılarak sorunların sağduyu ile çözülmesini istedi. İstanbul'da üniversite hocalığı yapan Prof. Ernst Struck ise, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki oluşan krizde tarafların artık suçlu aramayı bırakmaları gerektiğinin altını çizerek, farklı alanlarda işbirliklerin arttırılması ile sorunların daha kolay çözülebileceği görüşünde bulundu. Prof. Struck ayrıca, Almanya'da PKK'nın Kürtler ile bir tutulmasını da eleştirerek, "Bunun ifade edilmesi bilimsel olarak da mümkün değil" dedi. Panelde konuşmacılar arasında yer alan Alman televizyonları için Türkiye belgesel filmleri yapan Halil Gülbeyaz ise, Türkiye'de artık muhalif basının kalmadığını, Kürtlerin de devlet tarafından düşmanca büyük baskı gördükleri iddiasında bulunması salonda birçok izleyicinin tepkisini çekti.

 

Deutschlandfunk'dan Sarah Zerback moderatörlüğünde gerçekleşen Junges Europa'nın düzenlediği Türkiye panelinde Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin devam etmesi ve bunun için tarafların yakın diyalog haline kalmaları sonucu çıkarak optimist bir havada tamamlandı.

09.12.2016

Ministerpräsident Seehofer: Meine Fehler erfahre ich von den Medien

Horst Seehofer, Bayerischer Journalisten-Verband, Regensburg Bayerischer Ministerpräsident Horst Seehofer. Foto: Regensburg Haber

Der Bayerische Journalisten-Verband (BJV) feierte am 3. Juni seinen 70. Geburtstag im Regensburger Traditionsrestaurant Leerer Beutel. Der Bayerische Ministerpräsident Horst Seehofer, der Oberbürgermeister von Regensburg Joachim Wolbergs und die Landrätin Tanja Schweiger nahmen an diesem Abend teil und gratulierten den Journalisten.

 

Die Eröffnungsrede hielt der Vorsitzende des BJV Michael Busch. In seiner Rede wies er darauf hin, dass die Medien und ihre Vetreter mit der Abstemplung als "Lügenpresse" zu leben haben. Die Vertreter der Medien forderte er daher zur Solidarität auf. Außerdem betonte er die Wichtigkeit der mutigen und furchtlosen Berichterstattung, die aber zugleich offen für Kritik und Neuigkeiten sein sollte.

 

Unter den Rednern befand sich auch Prof. Heribert Prantl, Mitglied der Chefredaktion der Süddeutschen Zeitung. Er fokussierte seine Rede hauptsächlich auf die Medienfreiheit. Prof. Brandl betonte, dass nicht jeder Arbeitergruppe eine eigene Verfassung zukomme. Die Medienfreiheit sei aber ein besonderes Recht, das sogar im Grundgedsetz im 5. Artikel Geltung gefunden habe. Die Prophezeiung, dass die klassische schriftliche Presse ein Ende haben wird, wurde von Brandl als unsinnig kommentiert. "Weder ich, noch Sie werden das erleben" versicherte er seinen Kollegen.

 

Der bayerische Ministerpräsident Horst Seehofer betonte die freiheitliche und demokratische Rechtsstaatlichkeit Deutschlands und wies auf die Wichtigkeit der Medienfreiheit hin. "Politiker brauchen Macht. Wenn diese Macht fehlt, kommt keine Regierung zustande. Aber Macht braucht Kontrolle. Denn Fehler gibt es immer innerhalb der Regierungen. Ich selber habe so viele eigene Fehler über die Presse erfahren. Daher bin ich der größte Verteidiger der Machtkontrolle. Die gute Qualität der Medien führt auch zu einer guten Qualität der Politiker." Er wies darauf hin, dass es eine staatliche Pflicht sei die Grundlage der Medienfreiheit zu gewährleisten.

 

Django Asül, der Kabarettist mit türkischen Wurzeln trat zuallerletzt auf und brachte die Journalisten mit satirischen Anspielungen zum Lachen. Die jährliche Versammlung der Journalisten in Regensburg endete mit einer Feier. Die bayerischen Journalisten sind am folgenden Tag für den in der Türkei wegen Spionage als Staatsverräter angeklagten Can Dündar, der Chefredakteur der türkischen Zeitung Cumhuriyet war und Erdem Gül, der als Büroleiter in Ankara für diesselbe Zeitung aktiv war an einem Schweigemarsch zusammengekommen, um ihre Solidarität gegenüber den türkischen Journalisten zum Ausdruck zu bringen.

Regensburg Haber - Ausgabe 15 (September 2016)

Alman basınına tepkiler artarak büyüyor: Gerçek dışı yayınlar Türk-Alman dostluğuna zarar veriyor

TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı, İstanbul Milletvekili, Mustafa Yeneroğlu, Salih Altuner, Regensburg Haber, Alman medyası, 15 Temmuz darbe girişimi Darbe girişimi sonrası Alman medyasına verdiği demeçlerle olağanüstü tempoda çalışan TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu'ndan kararlı duruş: "Mücadele edeceğiz."

 

15 Temmuz'da Türkiye'yi hedef alan, 240 ölü ve 2 binin üzerinde kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan benzeri görülmemiş hainlikteki darbe girişiminin yankıları Regensburg ve civarında da hissedildi. Türkiye'nin çeşitli etnik kökenli, düşünceli ve partili insanları demokrasi için bir araya getirip ortak duruş sergilemelerine sebep vermesini sağlayan darbe girişimi, Türk toplumu arasında kaynaşmayı da sağladı.

 

Türk diasporasının kendi arasında barışmaya sebep olan darbe girişimi olayının çoğunluk toplumunda ise tam tersi bir etki yaratmış olması üzüntüyle karşılandı. Alman medyasının ciddi araştırmalara dayalı olmayan spekülatif haberler sonucunda kamuoyunda oluşan yanlış Türk ve Türkiye algısı Türk-Alman dostluğunu olumsuz yönde etkilemesi kaygı verici boyutlara ulaştı. "Kara propaganda" şeklinde yorumlanan yayınlar yıllardan beri kendilerini Almanya'nın bir parçası olarak kabul ederek huzur içerisinde yaşamlarını sürdüren Türk toplumu arasında tedirginlik yarattı. Türk ve Alman toplumunu karşı karşıya getirecek nitelikteki sorumsuz habercilik anlayışına anlam veremeyen Türk toplumundan bazı kişilerin Alman yazılı basınlarındaki aboneliklerine istifa dilekçelerini sunmaları dikkatlerden kaçmazken, çeşitli platformlarda tepkilerini dile getirmeyi de ayrıca ihmal etmedikleri gözlendi.

 

Tepki, Türkiye ile Almanya arasında diplomatik ve siyasi bağları olan kişilerde de kendisini gösterdi. T.C. Nürnberg Başkonsolosu Yavuz Kül, Almanca yayınladığı  makalede, Türkiye'nin darbe girişimi sürecinde  yaşanan gerçeklerin özellikle Alman basınında görmemezlikten gelindiğini belirterek, darbe girişimini ve sonrasını doğru takip edemediklerini belirtti. Ankara'da da makamında kapılarını Regensburg Haber'e açan TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu ise, çok sayıda Alman medya kuruluşlarına röportajlar vererek Alman medyasındaki ve kamuoyundaki yanlış bilgilere karşı aydınlatmalarda bulunduğu bilgisini verdi. Yeneroğlu, "Hayat mücadeledir; mücadele edecegiz" diyerek tüm zorluklara rağmen pes edilmemesi gerektiğinin altını çizdi.

 

Öte yandan, bölgede yerleşik Türk toplumu kendisini derinden yaralayan olaylara da tanıklık etti. Bu anlamda, Nürnberg'in tanınmış isimlerinden Mahya Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve UETD Nürnberg eski Başkanı Serhat Önder'in şehit düşmesi bölge insanları tarafından derin üzüntüye sebep verirken, Regensburg ile gönül bağı bulunan T.C. Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu'nun "tanklara karşı şimdi direnme vakti" diyerek evinden çıkıp ölümü pahasına darbecilere karşı tavır koyması esnasında helikopterlerden edilen ateş sonucu yaralandığı bilgisi geldi.

 

Tatillerin gelmesiyle tüm bu gelişmelere rağmen Türkiye izinini ihmal etmeyen Türk toplumu, ülkenin dört bir yanında düzenlenen darbeye karşı demokrasi mitinglerinde yer alarak gösterdikleri dayanışmayı sosyal medyalarda yayınladıkları fotoğraflarla ilan ettiler. Türkiye'de, Almanya'da ve diğer ülkelerde düşünce ve parti görüşü gözetmeksizin verilen birlik ve beraberlik içerisinde demokrasi mesajları Alman medyası tarafından görmemezlikten gelinerek kamuoyuna iç savaş ve kutuplaşma mesajları vermeye çalışmaları şaşkınlık yarattı. Alman medyasının bunun da ötesine geçerek Türk toplumunun iştirak ettiği demokrasi için düzenlenen şölenleri Alman ırkçıları tarafından düzenlenen PEGİDA mitingleri ile mukayese etmeleri dikkat çekti. Propaganda faaliyetlerini andıran provokatif yayınlara itibar göstermeyerek tahriklere kapılmadan tepkilerini demokratik düzeyde tutan Türk toplumunun iyi bir sınav vermesi takdirle karşılandı.

 

Ağustos ayında yıllık izinlerini Türkiye'de geçiren Türk toplumunun Almanya'ya geri döndüklerinde yaşadıkları ile Alman medyasının yanıltıcı yayınları arasındaki farkı birebir yaşamış olmanın tecrübesiyle, sağduyulu ve kamuoyunu doğru bilgilendirici bir yaklaşım sergileyerek, Türk-Alman dostluğunu yeniden pekiştirmek için harekete geçmesi bekleniliyor.

05.08.2016

İçişleri Bakanı Joachim Herrmann: "Radikalizmin ve aşırılığın toplumda artış göstermesini büyük kaygıyla izliyorum!"

Joachim Herrmann, Orhan Tinengin, Mahir Zeytinoglu Soldan sağa: Mahir Zeytinoglu, Joachim Herrmann, Orhan Tinengin. Foto: Regensburg Haber
Bavyera İçişleri Bakanı Joachim Herrmann, 2015 Anayasa Koruma Raporu'nun yayınlandığı gün, Türk dernek temsilcileri ve basın mensupları ile Münih Goethe Hotel'de bir araya gelerek değerlendirme toplantısı düzenledi. Güvenlik konularının ön plana çıktığı toplantıda, bu konuda tarafların büyük endişelerini gündeme getirmeleri özellikle dikkat çekti.
 
İçişleri Bakanı Herrmann, 11 Nisan'da yayınlanan rapora atıfta bulunarak, toplumların çeşitli ideolojik görüşlerde radikalleşme trendine girmesinden büyük endişe duyduğunu belirtirken, Türk dernek temsilcileri de terör örgütü PKK sempatizanlarının Münih'te toplum huzurunu giderici provakasyon ve şiddet eylemlerinde bulunduklarını hatırlatarak siyasi ve güvenlik yetkililerin bu durumu ciddiye alarak harekete geçmeleri gerektiğini ifade ettiler.
 
Alman kamuoyunu günlerce işgal eden Böhmermann olayının da tartışıldığı toplantıda Bavyera İçişleri Bakanı Joachim Herrmann, "Bu konuda Bakan olarak değil ama kişisel olarak görüş belirtebilirim. Ülkemizde basın ve ifade özgürlügü vazgeçilmezdir. Ama basın özgürlüğü sınırı kişilik haklarının hakarete uğramasıyla da sona erir. Bu tür hakaretler kime yapılırsa yapılsın terbiyesizliktir. Yapılan hakaretler kendime yapılsa ben de sevinmezdim, Jan Böhmermann'ın hicivsel şiirini hiç komik bulmadım." diyerek Almanya'da büyük destek gören komedyene tepki gösterdi.
 
Münih'in duayen gazetecisi Orhan Tinengin ve Güney Bavyera Türk Dernekleri Koordinasyon Kurulu (TÜDEK) Başkanı Mahir Zeytinoğlu'nun ortak organizasyonu ile gerçekleşen toplantıya Münih'te faal 25 civarında dernek yöneticisi ve gazeteci katıldı.
12.04.2016

Türkiye, Batı Avrupa'da faal yerel medya ile ilişkileri geliştirmek için Frankfurt'ta gazeteciler ile çalıştay düzenledi

Salih Altuner, Doc. Dr. Kudret Bülbül, Ahmet Külahci, Mehmet Hasan, YTB, Bati Avrupa Yerel Medya Calistayi, Frankfurt Batı Avrupa'da yayınlanan medyanın sorunlarının ele alındığı atölye çalışmasına Hürriyet Köşe Yazarı Ahmet Külahçı (sağda) ve Regensburg Haber Genel Yayın Yönetmeni Salih Altuner (ortada) de katıldı.

 

T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluk Başkanlığı'nca (YTB) ilk defa düzenlenen "Batı Avrupa Yerel Medya Çalıştayı", çeşitli ülkelerden davet edilen 60 civarında gazete sahipleri ve genel yayın yönetmenlerinin katılımıyla, 19-20 Mart'ta Frankfurt'ta gerçekleşti.

 

T.C. Frankfurt Başkonsolosu Mustafa Çelik ve T.C. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Doç. Dr. Kudret Bülbül'ün açılış konuşmaları ile başlayan çalıştayın ilk gününde paneller, ikinci gününde de atölye çalışmaları yapıldı. Açılış konuşmasında Frankfurt Başkonsolosu Çelik "Birçok şeyi oradan öğreniyoruz", YTB Başkanı Doç. Dr. Bülbül de "Medya; bir dilin, bir kültürün, bir medeniyetin taşınmasıdır. Sizler diasporanın öncülerisiniz" şeklinde konuşarak Batı Avrupa'daki Türk medyasını önemine işaret ettiler.

 

YTB Başkanı Doç. Dr. Kudret Bülbül'ün moderatörlüğünde gerçekleşen "Batı Avrupa'daki Türk medyası ile kamu kurumları" başlıklı ilk panelin konuşmacı konukları TRT Genel Müdürü Şenol Göka, AA Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Özkaya ve Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Yakup Karaca oldu. Türkiye'den katılan ilgili üst düzey devlet bürokratların görüş beyan ettiği birinci panelden sonra, ikinci panelde Batı Avrupa'dan basın alanında uzman konuklar konuşmacı olarak katıldı. Moderatörlüğünü AA Avrupa Haberler Müdürü Yusuf Kaya'nın üstlendiği "Diasporada medyanın önemi" başlıklı ikinci panelin konukları da Hürriyet Gazetesi Köşe Yazarı Ahmet Külahçı, Islamische Zeitung Yazarı Eren Güvercin ve T.C. Brüksel Büyükelçiliği Basın Müşaviri Veysel Filiz oldu. Çalıştayın ilk gündeki son panel ise YTB Basın Müşaviri Nedim Aslan moderatörlüğünde Star Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Kurtoğlu, Kanal Avrupa'dan Ahmey Özay ve Moslimomroep'den Burhan Çarlak'ın katılımıyla "İslamofobya ve medya" başlığı altında gerçekleşti.

 

İlk günde düzenlenen panellerin ardından, ikinci günde de Batı Avrupa'da faal gazeteciler "Avrupa'da Türkçe yayın yapan medya organları ve sorunları" başlığında oluşturulan yuvarlak masalarda atölye çalışmalarda bulundular. Batı Avrupa Yerel Medya Çalıştayı için "tanışmak, tartışmak, değerlendirmek için buradayız" şeklinde ifade eden YTB Başkanı Doç. Dr. Kudret Bülbül, diyaspora medyası için oluşturulacak stratejinin yıl sonuna kadar hazır olacağını ifade etti.

21.03.2016

Schwandorf'taki ırkçı cinayeti 27'inci yılında da unutulmadı

Yavuz Kül, Günther Kohl, Mümin Sener, Andreas Feller, Ibrahim Deniz, Schwandorf, Habermeier-Haus Fotoğraflar: Regensburg Haber
Almanya'nın ilk neonazi cinayeti olarak tarihe geçen ve üçü Türk dört kişinin feci ölümüyle sonuçlanan 17 Aralık 1988 tarihindeki ev kundaklaması olayı, 27'inci yıldönümünde Schwandorf'ta düzenlen anma töreni ile acıları tekrar paylaşıldı.

Schwandorf Büyükşehir Belediyesi'nin Protestan kilisesi Spitalkirche'de düzenlediği anma programında sırasıyla T.C. Nürnberg Başkonsolosu Yavuz Kül, T.C. Nürnberg Din İşleri Ataşesi Mümin Şener ve ev sahibi Schwandorf Büyükşehir Belediye Başkanı Andreas Feller birer konuşma yaptı. Oskar-von-Miller Meslek Okulu öğrencilerinin "Tatort Schwandorf" adlı konu ile ilgili kısa tiyatro gösterisi ile devam eden kilisedeki etkinlik, Katolik Kilisesi Rahibi Hans Amann, Protestan Kilisesi Rahibi Arne Langbein ve DİTİB Schwandorf İmamı İbrahim Deniz’in "Barış Duası" ile son buldu. Sonrasında kundaklanan ev "Habermeier-Haus"un önüne gidilrek duvarına asılı ırkçı kurbanlarının isimlerinden oluşan ve "Den Lebenden zur bleibenden Mahnung" (Hayatta olanlar için geriye kalan uyarı) yazılı anı levhasına gidip çiçekler bırakılarak son mesajlar verildi.
Hülya Ertürk, Ibrahim Deniz, Hans Amann, Arne Langbein, Schwandorf Spitalkirche Müslüman, katolik ve protestan din görevlilerinden ortak "Barış Duası".

Schwandorf Belediye Meclisi’nin 2009 yılında aldığı kararla her yıl 17 Aralık tarihinde Schwandorf Belediyesi, Schwandorf Katolik ve Protestan Kiliseleri ile DITIB Schwandorf derneği tarafından kundaklama olayını anma töreninde ırkçılığa karşı ve hoşgörü kültürü için mesajlar veriliyor.

17 Aralık 1988 tarihinde 19 yaşındaki neonazi Josef Saller tarafından kundaklanan Habermeier Evi'nde Can ailesinin fertleri 50 yaşındaki baba Osman Can, 44 yaşındaki anne Fatma Can ve 12 yaşındaki oğulları Mehmet Can ile 47 yaşındaki Alman vatandaşı Jürgen Hübener hayatını kaybetmişti.

18.12.2015

Yeni T.C. Nürnberg Başkonsolosu Yavuz Kul göreve resmen başladı

Foto: Regensburg Haber

T.C. Nürnberg Başkonsolosu görevine 1 Ekim 2015 tarihi itibariyle resmen başlayan Yavuz Kül, görevinin ilk gününde basın mensupları ile makamında buluşma gerçekleştirerek tanışma toplantısı düzenledi.

 

Kalabalık basın grubunun katılımıyla gerçekleşen toplantıda yeni T.C. Nürnberg Başkonsolosu Yavuz Kül, kendisini tanıttıktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Öncelik gündemi olarak önümüzdeki haftalarda 8-25 Ekim tarihleri arasında yapılacak Türkiye Genel Seçimleri olduğunu belirten Başkonsolos Kül, Başkonsoloslukların rutin çalışma alanları arasında yer alan iki ülke ilişkilerinin ve işbirliklerin genişletilmesi ile Türk toplumunun siyasi, sosyal ve kültürel alanlarda gelişimine destek olmaya yönelik hedeflerin öncelikler arasında yer aldığını söyledi.

 

Türk toplumundan ve derneklerden alınacak destekle çalışmaların ileri seviyeye getirileceğini ifade eden Başkonsolos Kül, yakın zamanda bunun için toplum ve derneklerle temaslara başlayacağını söyledi. Başkonsolos Kül, Almanya'da çok sayıda Türk vatandaşının bulunması ve Türkiye'nin Almanya ile olan ticari ve siyasi ilişkilerinin çok güçlü olması sebebiyle Almanya'da bulunan T.C. Başkonsoluslukların her zaman ayrıcalıklı bir yeri olduğuna dikkat çekti.

 

Yavuz Kül, ilk Başkonsolosluk görevini iki yıl Rusya'da Novorossisk'te yaptığını, ikinci Başkonsolosluk görevi olması sebebiyle Nürnberg'e dört yıllığına atandığını söyledi. Bavyera Eyaleti'nin Oberpfalz, Oberfranken, Mittelfranken, Unterfranken bölgeleri ve Özerk Thüringen Eyaleti'nden oluşan geniş alanda yaklaşık 160 bin Türk vatandaşına hizmet götürüleceği bilgisini veren Başkonsolos Kül, vatandaşlara daha hızlı ve kaliteli hizmetin verilmesi için iki sene önce alınan arsaya yeni Başkonsolosluk binasının inşası için çalışmaların hızlandırılacağını söyledi.

 

1970 yılı Beşiri doğumlu olan Yavuz Kül, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden mezun olduktan sonra yüksek lisansını Amerikan Üniversitesi Uluslararasi İlişkiler Fakültesi'nde Uluslararası Politika alanında yaptı. Başkonsolos Kül, en son Dışişleri Bakanlığı'nda Orta Asya ve Kafkasya Genel Müdür Yardımcılığı Daire Başkanı olarak görev almıştı.

01.10.2015

Nevşehir Belediye Başkanı UETD Regensburg programında konuştu

Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver (solda) ve UETD Regensburg Başkanı Murat Altuner

Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver, UETD Regensburg'un davetlisi olarak Regensburg'da halkla buluşma toplantısı düzenledi.

 

Öncesinde UETD Regensburg ve Regensburg Türk Dernekler Birliği yöneticileri ile beraber toplantı yapan Nevşehir Belediye Başkanı, Regensburg Haber Bürosu'nu da ziyaret etti.

 

Tüm gününü Regensburg'a ayıran Hasan Ünver, Regensburg'da yaşayan Türk toplumuna özellikle, 8-31 Mayıs arasında yapılacak Türkiye Genel Seçimlerinde parti ayırt etmeksizin mutlaka sandığa gidilerek varlıklarını Türkiye'de göstermeleri mesajını verdi.

 

Gazetecilik yıllarından beri Almanya'daki Türk toplumunu takip edip araştırdığını belirten Hasan Ünver, son dönemlerde Almanya'da yaşayan Türk toplumundaki önemli gelişimi gözlemlediğini ifade ederek, Türk toplumunun artık gurbet türkülerini bırakıp kalıcı oldukları Almanya'da her alanda daha organize ve etkin biçimde büyük adımları atmalarını istedi.

 

2004 yılından beri üç dönemdir Nevşehir Belediye Başkanlığı yapan Hasan Ünver, Dünya Belediyeler Birliği Yönetim Kurulu Üyeliği gibi uluslararası önemli organizasyonlarda aktif görev alarak çeşitli ülkelerde konferanslar veriyor.

 

04.04.2015

Eva Filipczak, Regensburg Uyum Komisyonu Başkanı

Regensburg Büyükşehir Belediyesi'nin yabancı kökenlilerin şehire katılımlarını yüksek düzeyde tutmak amacıyla yeni hayata geçirdiği Uyum Komisyonu'nun (Integrationsbeirat) ilk toplantısı bugün Regensburg Belediye Meclisi'nde gerçekleşti.

 

Regensburg Büyükşehir Belediye Başkanı Joachim Wolbergs'in yönettiği ilk toplantıda, 2. Belediye Başkanı Gertrud Maltz-Schwarzfischer ve Belediye'nin üst düzey yöneticileri katıldı.

 

Kentin geleceğini yabancı kökenlilerin de belirleyeceğini yaptığı konuşmasında ifade eden Wolbergs, yeni kurulan Regensburg Uyum Komisyonu'nun gündeme getireceği konuların Belediye politikalarında büyük ağırlığı olacağı sözünü vererek, 2014-2020 dönemi için seçilen Uyum Komisyonu Üyelerine önemli vaadlerde bulundu.

Julia Lang, Joachim Wolbergs, Eva Filipczak, Pedro Rovira Paquay, Integrationsbeirat Stadt Regensburg Soldan sağa: Julia Lang, Joachim Wolbergs, Eva Filipczak, Pedro Rovira Paquay

İlk toplantıda, oy hakkına sahip 20 asil üyeden başkanlığa aday olanlar arasında yapılan seçim sonunda uzman olarak görev alan Eva Filipczak Başkan oldu. Regensburg Uyum Komisyonu'nun 2. Başkanı Julia Lang 3. Başkanı da Pedro Rovira Paquay da seçildi.

 

1. Regensburg Uyum Komisyonu şu üyelerden oluşuyor:

 

Ausländer Grubu'ndan:
- Burhanettin Ataman

- Silvia Panduro Canlla
- Sanela Radmilovic
- Pedro Rovira Paquay (3. Başkan)
- Maia Simmet
- Görkem Tümerken

 

Aussiedler Grubu'ndan:
- Anton Enderle
- Natalia Jundt
- Friedrich Kaunzner
- Helena Kerbel
- Helmine Klein
- Julia Lang (2. Başkan)
- Alma Raile

 

Eingebürgerte Grubu'ndan:
- Nurdoğan Çetinkaya
- Dorina Kuzenko
- Melek Yelkenci

 

Experte Grubu'ndan:
- Salih Altuner, Regensburg Haber
- Eva Filipczak, Katholische Jugendfürsorge (1. Başkan)
- Prof. Rupert Hochholzer, Universität Regensburg
- Josip Smoljo, Caritas

 

Parti Meclis Temsilcileri Grubu'ndan:
- Juba Akili, SPD
- Bernadette Dechant, CSU
- Margit Kunc, Bündnis 90/Grüne
- Kerstin Radler, Freie Wähler
- Joachim Graf, ÖDP
- Richard Spieß, Die Linke
- Gabriele Opitz, FDP

04.02.2015

Regensburg Bölge Emniyet Genel Müdürlüğü'ne Gerold Mahlmeister getirildi

Rudolf Kraus, Joachim Herrmann, Gerold Mahlmeister, Richard Reisinger, Michael Hinrichsen, Axel Bartelt, Albert Füracker, Michael Liegl, Franz Löffler, 1.1 milyon insanın güvenliğinden sorumlu Regensburg Bölge Emniyet Genel Müdürlüğü'nün görev değişimi etkinliğinde siyasetten bürokrasiye katılım üst düzeyde oldu. Fotos: Regensburg Haber

 

2009 yılından beri Oberpfalz Bölgesi'nde 2700 güvenlik personelinin başında bulunan Rudolf Kraus, Regensburg Valiliği'nde düzenlenen devir-teslim töreni ile görevini Gerold Mahlmeister'e bıraktı.

 

Yaklaşık 200 seçkin davetlinin katıldığı törende, cami derneği DITIB Regensburg'u Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kurt ve Sekreter Kemal Tuğ temsil ederken, katılımcılar arasında siyaset, bürokrasi ve iş dünyasından çok sayıda önemli davetlilerin olması dikkat çekti.

Rudolf Kraus, Joachim Herrmann Emekliye ayrılan Rudolf Kraus, hizmet belgesini Bavyera İçişleri Bakanı Joachim Herrmann'dan aldı.

Bavyera Eyaleti İçişleri Bakanı Joachim Herrmann'ın yaptığı açılış konuşmasından sonra kürsüye gelen Regensburg Büyükşehir Belediye Başkanı Joachim Wolbergs'in özellikle yeni atanan Emniyet Genel Müdürü Gerold Mahlmeister'a yönelik yaptığı eğlenceli konuşması salondakileri gülme krizine tutturdu. Duygusallıktan bir anda eğlence moduna girildiği tören atmosferinden hızını alamayan diğer konuşmacılar ardı ardına espriler yaparak adeta stand-up show yaptılar. Amberg-Sulzbach Kaymakamı Richard Reisinger törenin başlıca konuşmacı yıldızları arasında yerini aldı.

Gerold Mahlmeister, Mehmet Kurt, Kemal Tug Yeni Regensburg Emniyet Genel Müdürü Gerold Mahlmeister'den DITIB Temsilcilerine sıcak karşılama.

Veda töreni sonrası resepsiyonda etrafları sarılan eski ve yeni emniyet genel müdürleri, DITIB Regensburg'u temsilen gelen Mehmet Kurt ve Kemal Tuğ tarafından da ilgi gördüler. Emekliye ayrılan Rudolf Kraus'un "Sizi kucaklayabilir miyim?" diyerek Kemal Tuğ'a sarılması günün ilginç detayı olurken, yeni atanan Gerold Mahlmeister'in "Kapımız sizlere her zaman açık olacak" demesi anlamlı bir jest olarak karşılandı. DITIB Regensburg Yönetilcileri, Regensburg Haber'e yaptıkları özel açıklamada, "Çok candan karşılandık. Emniyet ile olan güzel ilişkilerimizi devam ettireceğiz!" dediler.

26.01.2015

Ankara Büyükşehir Belediyesi Heyeti Regensburg'da

Ali Gökşin, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Joachim Wolbergs, Avrupa Ödülü Kazanan Kentler Birliği, Regensburg Foto: Regensburg Haber

 
Regensburg Büyükşehir Belediye Başkanı Joachim Wolbergs, Regensburg Belediye Sarayı'nda yapılacak Avrupa Ödülü Kazanan Kentler Birliği Yönetim Kurulu Toplantısı öncesinde, kentlerin temsilcilerine tarihi Lordlar Kamarası'nda resepsiyon verdi.

Toplantıya katılacak şehir temsilcilerini ağırlamaktan büyük onur duyduğunu belirten Wolbergs, Regensburg'un reklamını yapmayı da ihmal etmedi. Almanya'nın parlayan yıldızı Regensburg'un tarihi, kültürel, siyasi ve ekonomik zenginliklerinden örnekler veren Wolbergs, daha sonra konukları Avrupa'nın ilk parlamentosu hüviyetindeki Ortaçağ şaheseri İmparatorluk Salonu'nu gezdirerek, Regensburg'un en önemli yapısının tanıtımı için rehberliğini bizzat üstlendi.

2011 yılında başkanlığı devralan Ankara Büyükşehir Belediyesi'ni temsilen gelen Başkan Vekili Ali Gökşin, resepsiyonda yaptığı konuşmasında, Avrupa'da kentlerin yapacağı işbirliklerle güncel sorunların asgariye ineceğini ve kentler arasındaki kültürel yakınlaşmanın sağlanacağını belirtti.

2015 yılında Ukranya'nın Karkiv kentinde yapılacak Genel Kurul Toplantısı temalarının belirleneceği Regensburg'daki Yönetim Kurulu Toplantısında önemli gündem maddelerin görüşüleceği belirtiliyor.

 

12.12.2014

Ankara Deklarasyonu'nda Regensburg kararı

Avrupa Ödülü Kazanan Kentler Birliği, Gertrud Maltz-Schwarzfischer, Melih Gökçek, Ankara, Regensburg Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Genel Kurul toplantısı sonrasında, Regensburg Büyükşehir 2. Belediye Başkanı Gertrud Maltz-Schwarzfischer'e ebru tablosu hediye etti. Foto: Salih Altuner

 

Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde düzenlenen Avrupa Ödülü Kazanan Kentler Birliği Genel Kurulu, Ankara Deklarasyonu'nun kabul edilip açıklanması ile tamamlandı.

 

"Kentlerimizde Ticaretin Geliştirilmesinde Yerel İdarelerin Rolü" ana gündem maddesiyle gerçekleşen toplantıda, bu anlamda üniversite, sanayi ve ticaret odalarıyla işbirliklerin güçlendirilmesi sonucu çıktı. Toplantıda özellikle ticaretin arttırılması, gençlerin meslek eğitimlerinin geliştirilmesi ve uyuşturucudan korunması ile kültür turizmi ve tarihi yapıların korunması konuları ön planda oldu. Ankara'da ikinci defa düzenlenen genel kurulda alınan karara göre, bir sonraki yönetim kurulu toplantısı Aralık ayında Regensburg'da, genel kurulu toplantısı da 2015 yılında Ukranya'nın Kharkiv kentinde yapılacak.

 

Çeşitli kentlerden temsilen gelen Belediye Başkanları ve Belediye Encümenleri için toplantının ertesi günü ev sahibi Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından ayrıca bir gezi programı düzenlendi. Heyetler Hacı Bayram, Ağustos 2015'te tamamlanması planlanan dünyanın en büyük eğlence parkı özelliğini taşıyacak olan Anka Park ve Ankara'da yeni hizmete giren Kuzey Yıldızı Parkı gezdirildi. Regensburg heyetinde Regensburg Büyükşehir Belediyesi 2. Başkanı Gertrud Maltz-Schwarzfischer, SPD Regensburg Meclis Grubu Başkanı Norbert Hartl, Regensburg Alevi Kültür Merkezi Gençlik Kolu Başkanı Kamer Güler ve Stadjugendring Üyesi Konstantin Seitz bulundu.

 

08.09.2014

Başkonsolos'tan tebrik ziyareti

Joachim Wolbergs, Asip Kaya Başkonsolos Kaya, Belediye Başkanı Wolbergs'e tarihçi Latif Çelik'in "Türkiye'de Alman İzleri" adlı Türkçe-Almanca kitabı hediye etti.

T.C. Nürnberg Başkonsolosu Asip Kaya, Nisan ayında göreve başlayan Regensburg Büyükşehir Belediye Başkanı Joachim Wolbergs'e 14 Ağustos'ta tebrik ziyaretinde bulundu.

 

Regensburg DİTİB Regensburg Başkanı Mehmet Kurt ve lojistik firması Baysallar'ın sahibi iş adamı Ercüment Baysal'ın da katıldığı ziyarette Regensburg'ta yeni cami inşası için arazi tahsisi, gelecek sene itibariyle düzenli olarak Türk Kültür Haftası düzenlenmesi ve Regensburg Üniversitesi Hastanesi'ne Türkiye'den tedavi amacıyla gelen lösemili çocuklar ve ailelerine destek vermek amacıyla kurulacak olan dernek konuları ele alındı.

 

Başkonsolos Kaya, Belediye Başkanı Wolbergs'i Başkonsolosluk tarafından 29 Ekim'de Nürnberg'de düzenlenecek Cumhuriyet Resepsiyonu'na da davet etti.

 

14.08.2014

Cumhurbaşkanlığı seçiminde ilk gün fiyaskosu

Mahir Zeytinoglu Gurbetçiye seçim şoku: Münihli ünlü işadamı Mahir Zeytinoğlu da YSK mağduru. Fotograflar: Salih Altuner

 

Cumhurbaşkanlığı seçimi ile yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarına ilk defa verilen seçme hakkı büyük hayalkırıklığı yaşattı. Randevu alınmasına rağmen, bir gün öncesinde randevu sisteminde yapılan değişiklik sebebiyle, tarihlerin değişmesi üzerine çok sayıda vatandaş oy kullanamadan geri dönmek zorunda kaldı. Oy verme işlemlerinin hemen ilk dakikada sistemin çökmesi sebebiyle iki saat çalışmamasının mağduriyetini atlatmadan, bu defa randevu tarihlerinin bir gün öncesinde değiştirilmesi üzerine çileden çıkan vatandaşlar şikayetlerini dile getirebilecekleri yetkili bulmakta da zorlandılar. Vatandaşların ağır tepkilerine sebep olan YSK'nın randevu sistemi uygulaması Münih Başkonsolosu Hidayet Eriş ve Nürnberg Başkonsolosu Asip Kaya tarafından da eleştirilirken, AK Parti, CHP ve MHP parti temsilcileri randevu sisteminin derhal kaldırılmasını istedi.

Mehmet Akkoç, Hidayet Eriş, Asip Kaya, Gülbey Kılıç Münih ve Nürnberg Başkonsolosları ile AKP, CHP ve MHP parti temsilcilerinin birarada düzenledikleri basın toplantısında YSK'nın randevu sistemine eleştiri geldi.

Randevu sisteminde mağduriyetin giderilmesi adına, bundan sonraki seçim günlerinde randevu almadan istenildiği zamanda oy verilmesi için girişimlerin başlatılacağını söyleyen AK Parti Temsilcisi Mehmet Akkoç ve CHP Temsilcisi Gülbey Kılıç, mevcut randevu sistemiyle sağlıklı seçim yapılamayacağını belirttiler. YSK'nın randevu sistemi sebebiyle birçok vatandaşın oy kullanamaması Münih Başkonsolosu Hidayet Eriş ve Nürnberg Başkonsolosu Asip Kaya'yı da harekete geçirdi. Devletin diplomat statüsündeki yetkilileri, şikayetlerin Dışişleri Bakanlığı'na ve YSK'ya iletileceğini belirterek, teknik sorunların giderilmesi için uğraş verileceğini söyledi.

İş günü olması sebebiyle diğer günlere oranla ilk günde fazla sayıda vatandaşın randevu almamaları mağduriyeti sınırlı sayıda tutarken, seçimlere büyük akın beklenilen cumartesi ve pazar günü öncesinde sorunların giderilmemiş olması halinde Yurtdışı Türkleri'nin ilk seçimde büyük bir devlet skandalıyla karşı karşıya kalması bekleniliyor. Randevu alma yoluyla 12 bin başvurunun olduğu Münih Seçim Bölgesi'nde skandalın boyutu, mağdur vatandaş sayısının büyüklük tesbiti ile de orantılı olacak.

31.07.2014

Okulunun penceresinden atlayan Türk çocuğu hayatını kaybetti

Fotos: Salih Altuner

9 Temmuz sabahı saat 7.45 sularında öğrenim gördüğü Ekonomi Meslek Okulu'nun 3. katından atlayarak intihar eden 16 yaşındaki Türk çocuğu, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak kaldırıldığı hastanede aynı gün yaşamını yitirdi.

Olayı yakın takibe alan T.C. Nürnberg Başkonsolosu Asip Kaya, 2. Belediye Başkanı Jens Meyer ve Weiden Emniyet Müdürü ile Belediye Başkanının makamında biraraya gelerek bilgi aldı. Türk çocuğunun intihar etmesinden yola çıkan Weiden Emniyet Müdürü, olayın tüm detayları ile incelenerek açıklığa kavuşturulacağı sözünü verirken, Weiden 2. Belediye Başkanı Meyer da ölümün tüm kentte üzüntüyle karşılandığını belirterek taziye mesajı gönderdi.

Girdiği bunalım sonunda sorunlar yaşadığı okulunun penceresinden atlayarak yaşamını yitiren Ali, ertesi gün DITIB Weiden cami derne
ğinin avlusunda düzenlenen cenaze namazı ile son yolculuğa uğurlandı. Cenazeye T.C. Nürnberg Başkonsolosu Asip Kaya, Türk Hava Yolları Nürnberg Müdürü Osman Hasırcı ve çok sayıda yakınları katıldı. Ölen talihsiz öğrencinin naaşı memleketi Sivas'a gönderildi.

 

10.07.2014

99. Alman Katolikler Günü - Özel Haber

Seyfullah Bal, Deutscher Katholikentag Seyfullah Bal. Foto: Çiğdem Kirik

Hıristiyanlar Türk hat sanatına hayran kaldı

Regensburg'da düzenlenen 99. Alman Katolikler Günü'nün (Deutscher Katholikentag) Katolik-Müslüman ve Katolik-Yahudi Dinlerarası Diyalog Platformu kapsamında düzenlenen etkinlikler büyük ilgi gördü. Ekonomi Okulu Wirtschaftschule Breitschaft okulunda üç gün boyunca düzenlenen açık oturumlar, sergiler ve bilgilendirme toplantıları katoliklerin akınına uğradı.

 

Katolik dinine bağlı Almanlar'ın en çok ilgi gösterdiği etkinlik arasında yer alan uygulamalı Türk Hat Sanatı, ilgililerden tam not aldı. İslam Kültür Merkezi İmamı Seyfullah Bal tarafından uygulamalı öğretilen Türk Hat Sanatı dersinin sonunda katılımcıların soru yağmuruyla karşılaşıldı. Gülistan Varlı-Önal tarafından yapılan tercüme ile, İslam ve Türk Sanatının güzel bir şekilde katoliklere tanıtıldığı etkinlik sayesinde, farklı kültürlerdeki diyaloğun ve dostluğun geliştiği gözlendi.

 

Emre Öndin, 01.06.2014

  • 5. Gün: 99. Alman Katolikler Günü, 20 bin kişinin katılımıyla Regensburg Üniversitesi Stadyumu'nda düzenlen ayinle sona erdi. 30 ülkeden yüzde 93'ü katolik 33 bin biletlinin katılmıyla gerçekleşen 5 günlük büyük organizasyona medyanın 900'ün üzerinde akredite olan gazeteci ile rekor ilgi gösterdiği bildirildi.

 

  • 4. Gün: Katolik Kilisesi'ne bağlı yardım kurumu Caritas'ın Almanya Genel Başkanı Georg Kremer, Entegrasyon konulu katıldığı açık oturumda, Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi'ni (CSU) ilticacılar üzerinden siyaset yaparak rant elde ettiğini söyleyerek sert dille eleştirdi. CSU'nun kampanyası "Aldatan, atılır" (Wer betrügt, der fliegt) sloganına atıfta bulunan Kremer'e, Bavyera Eyaleti Milletvekili ve Entegrasyon Sorumlusu Martin Neumeyer'in destek vermesi dikkat çekti. Neumeyer, "Geçmişte bu tür sözlere karşı çok mücadele ettim" diyerek, CSU'nun bu tür sözlerle politika yapmaması gerektiğini söyledi.

 

  • 3. Gün: Dün Cumhurbaşkanı Joachen Gauck'u, bugün de Başbakan Angela Merkel'i düzenlenen açıkoturumla misafir eden Regensburg Üniversitesi'nde yine önemli mesajlar geldi. Cumhurbaşkanı ile laiklik konusu tartışılırken, Başbakan ile Avrupa'nın geleceği masaya yatırıldı. Avrupa Birliği'nin felsefesinde barış, özgürlük ve refah olduğunu söyleyen Merkel, AB'nin dış siyasetinde önemli yer kaplayan Ukrayna'da gelişmelere özellikle durarak, "Hakkın gücü gücün hakkını yenmeli" dedi.

 

  • 2. Gün: Alman Müslüman Merkez Konseyi Başkanı Aiman A. Mazyek, 99. Alman Katolikler Günü'nün ikinci gününde, dinin kamu kurumlarında arınması tartışması ile ilgili katıldığı açık oturumda bazı eyaletlerde serbest olan öğretmenler için başörtüsü yasağının Almanya'nın tüm eyaletlerde kalkmasını istedi. "Meslek yasağı" anlamına gelen bu durumun anayasanın dinin özgürce yaşanması hükmüne aykırı olacağını ifade eden Mazyek, başörtüsünün hıristiyanların haçı gibi dini bir sembol değil, dini bir hüküm olduğunu söyledi.

 

  • 1. Gün: 99. Alman Katolikler Günü Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck ve Bavyera Başbakanı Horst Seehofer'in Dom Meydanı'nda yaptığı açılış ile başladı. 30 bin kişinin 5 gün boyunca düzenlenecek 1000'in üzerinde etkinliğe katılmak için bilet aldığı bildirildi. Regensburg'da düzenlenen Katolikler Günü'nde en önemli etkinlik Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'un "Laik ülkede din ne kadar rol oynayabilir?" ve Başbakan Angela Merkel'in "Dünyada Avrupa için hala yer var mı?" başlığında tartışmacı olarak katılacakları açık oturumlar olacak.

CSU'da tarihi hezimet - hem Belediye Başkanlığı hem de Kaymakamlık kaybedildi

Joachim Wolbergs, Arif Taşdelen, Ditib Regensburg Joachim Wolbergs, son seçim konuşmalarından birini camide cuma öncesi yapmayı tercih etmişti. Foto: Regensburg Haber

 

  • Regensburg Büyükşehir Belediye Başkanı Joachim Wolbergs (SPD) 
  • Regensburg Kaymakamı Tanja Schweiger (Freie Wähler)


Regensburg'da bugün yapılan ikinci tur Belediye Başkanlığı ve Kaymakamlık seçimlerinde büyük sürpriz kesinleşti. Regensburg'un 18 yıllık CSU birinci parti olma özelliğini tarihi bir hezimet yaşatarak sona erdiren SPD'nin adayı Joachim Wolbergs, ikinci turda CSU'lu rakibi Christian Schlegl'e karşı oyların yüzde 70'ini alarak, yeni belediye başkanı olma hakkını elde etti. 30 Nisan'da yapılacak son Belediye Meclisi oturumunda görevi Hans Schaidinger'den (CSU) devralacak olan Joachim Wolbergs, seçim zaferini bu akşam sahibi olduğu lokal Alte Mälzerei'de verdiği bir parti ile kutladı. Joachim Wolbergs, en son seçim konuşmalarından birini Bavyera Eyalet Milletvekili Arif Taşdelen ile birlikte, cuma namazı öncesi DITIB Regensburg cami derneğinde yapmıştı.

Aynı gün yapılan Regensburg Kaymakamlığı ikinci tur seçiminde ise Freie Wähler'in adayı Tanja Schweiger, CSU'lu rakibi Christian Aumer'e karşı yüzde 61 oy alarak, ilk defa bayan Regensburg Kaymakamı olarak tarihe geçti.

30.03.2014

„NSU-Verfahren“: Regensburg-Haber mit MdL Franz Schindler vor Ort

NSU, Regensburg Haber, Franz Schindler, Cezmi Türk, Tugay Kara, Mustafa Berat Ökke, Aylin Eryiğit v.l.n.r.: Franz Schindler, Cezmi Türk, Tugay Kara, Mustafa Berat Ökke, David S., Aylin Eryiğit

 

Am 19. Februar 2014 begleitete MdL Franz Schindler, Vorsitzender des Rechtsausschusses im Bayerischen Landtag, eine Gruppe aus Jurastudenten und zwei Anwältinnen des Vereins UETD Bayern e.V. zum 86. Verhandlungstag des NSU-Prozesses am Oberlandesgericht München. Auf Einladung von „Regensburg-Haber“ kamen die Teilnehmer als Diskussionsgruppe zusammen.

 

Beate Zschäpe wird als Mitglied der Terrorzelle "Nationalsozialistischer Untergrund" (NSU) wegen zehn Morde und weiteren Straftaten angeklagt. Unter den Opfern waren acht türkischstämmige und ein griechischer Kleinunternehmer sowie eine deutsche Polizistin. Beate Zschäpe ist das einzige lebende Mitglied der rechten Terrororganisation, ihre mutmaßlichen Komplizen Uwe Mundlos und Uwe Böhnhardt nahmen sich im November 2011 das Leben.

 

Gegenstand der Verhandlung waren die Zeugenbefragung eines Beamten über eine frühere Vernehmung des Frank L. und die Hausdurchsuchung der Wohnung Zschäpes in Jena. Ein Arsenal an Waffen wurde damals durch die Ermittler sichergestellt, ein Szenario wie in einem Kriegsfilm. Von einem japanischen Wurfstern bis zu einer mittelalterlichen Armbrust war alles vorzufinden. In der Garage waren Sprengstoff und Rohrbomben gelagert, geeignet um mehr als „nur neun“ Menschen in die Luft zu jagen. Aufsehen erregend waren die Gefechte zwischen der Generalbundesanwaltschaft und den Strafverteidigern Beate Zschäpes und Ralf Wohllebens. Es wurden brisante Fragen an den Zeugen gestellt, die die Bundesgeneralanwaltschaft regelmäßig als unzulässig einstufte. Vorsitzender Richter Manfred Götzl musste mehrmals intervenieren. Eine Frage hielt er sogar als „suggestiv“ und verwarnte einen Strafverteidiger. Spannungen zwischen diesen Kräften waren stark spürbar.

 

Ralf Wohlleben wird vorgeworfen, dem NSU 2001 oder 2002 eine Schusswaffe nebst Munition verschafft zu haben, die ein Kurier in seinem Auftrag zu den NSU-Mitgliedern brachte. Vermutet wird, dass er die Schusswaffe bei Frank L. erworben hat. Dieser weist aber jegliche Anschuldigungen von sich.

Franz Schindler schätze die Haltung des vorsitzenden Richters und würdigte, dass man stets die Bemühungen der Justiz bemerken konnte, Aufklärung in diesem Verfahren zu leisten. Man möchte die Wahrheit herausfinden und nimmt sich diesbezüglich auch sehr viel Zeit. Eine Darlegung des Sachverhalts sei von höchster Wichtigkeit. Die Rechtsanwältinnen Gönül Kurt und Havva Gökduman betonten, dass das Interesse am NSU-Prozess nicht abnehmen darf. Auch Franz Schindler unterstrich diese Meinung und erwähnte, dass die Presse nach wie vor Bericht erstattet und die Interessierten auf dem Laufenden hält. Der Vertreter des Münchner Generalkonsulats der Türkei, Ercan Ayyildiz, freute sich über die Anwesenheit der Jurastudenten aus der Oberpfalz. Das Verfahren sei für alle Zuschauer frei zugänglich, man solle einfach teilnehmen.  Der letzte Verhandlungstag wird voraussichtlich am 18. Dezember 2014 sein.

 

Die Nachrichtenzeitschrift „Regensburg-Haber“ wird weiterhin über das NSU-Verfahren berichten. Man darf gespannt sein.

Cezmi Türk - München, 20.02.2014

Amerikan Büyükelçi Almanya ile buzları Regensburg'da eritti

John B. Emerson, Hans Schaidinger, Prof. Udo Hebel Amerikan Büyükelçisi (solda), Almanya ile yaşanan diplomatik krizi yumuşatmaya çalıştı. Foto: Salih Altuner

 

Amerikan'ın Berlin Büyükelçisi John B. Emerson'un Regensburg ziyareti, Amerika'nın Almanya'da Başbakan Angela Merkel'in telefonlarını dinleme skandalı gölgesinde gerçekleşti. 

 

Regensburg Üniversitesi Rektörü Prof. Udo Hebel'in davetlisi olarak ilk önce üniversitede bir konuşma yapan Büyükelçi, daha sonra Belediye Sarayı'na geçerek kentin altın defterini imzaladı. Regensburg Büyükşehir Belediye Başkanı Hans Schaidinger, Lordlar Kamarası'nda ağırladığı Amerikan Büyükelçisi'ne dinleme skandalını eleştirirken, Büyükelçi Emreson ise, konuyu Washington ile görüşüp Almanya ile olan güven ortamını tekrar sağlayacağını belirtti.

 

Öte yandan kentin en işlek yerlerinden Neupfarrplatz'da pantolonlarını indirerek eylem yapan Korsanlar Partisi'nin (Die Piraten) Belediye Başkanı adayı Tina Lorenz ve parti üyeleri Amerika'nın tutumunu sansasyonel bir şekilde protesto ettiler.

08.11.2013  

İsmail Ertuğ, Avrupa'ya yine aday

İsmail Ertug, Arif Tasdelen Bayern'in en başarılı iki Türk asıllı siyasetçisi: Arif Taşdelen ve İsmail Ertuğ / Foto: Cezmi Türk (Arşiv)

 

Avrupa Parlamentosu Almanya Milletvekili İsmail Ertuğ, partisi SPD'nin Oberpfalz teşkilatı tarafından yine Brüksel'e aday gösterildi.

Bugün Sulzbach-Rosenberg'de yapılan seçimlerde parti delegeleri tarafından üç çekimser oya karşılık bütün oyları toplayarak oy birliği ile seçilerek önemli başarı elde etti.

SPD Bayern listesinde ilk iki sıraya yerleşmesi halinde Mayıs 2014'te yapılacak Avrupa seçimlerinde Parlamentoya tekrar girme şansı kesin olan İzmir asıllı İsmail Ertuğ, içerisinde bulunduğumuz 2009-2014 yılı Avrupa Parlamentosu döneminde Almanya'dan giren tek Türk asıllı milletvekili olma özelliğini taşıyor.

Evli ve bir çocuk babası olan 37 yaşındaki İsmail Ertuğ, Avrupa Milletvekili olmadan önce Amberg kentinde Belediye Encümeni olarak siyaset yapıyordu. 

19.10.2013

Aleyna için 'Şiddete karşı el ele'

 

DITIB Regensburg, 8 Ekim'de Waldsassen'de 14 yaşındaki sınıf arkadaşı tarafından öldürülürcesine dövülerek komalık edilen 13 yaşındaki Türk kızı Aleyna için 'Şiddete karşı el ele' yürüyüşü düzenledi.

Maximilian Sokağı'ndan başlayıp Dom Meydanı'na yürüyen büyük çoğunluğu Waldsassen'den oluşan yaklaşık 150 kişilik grup, Aleyna için dayanışma göstererek Türk kızı için ve şiddete karşı sloganlar attılar.

Regensburg Piskoposluğu'ndan üst düzey temsilcinin geldiği mitinge en büyük katılım Markretwitz ve Waldsassen'den gelen 60 kişilik kalabalık grup topluluğu oldu. Kızı feci şiddet gören Türk aileye Waldsassen halkını temsilen Alman komşularının da katıldığı öğrenildi.

Dom Meydanı'nda Türk kızı için dayanışma örneği gösteren topluluğa DITIB Regensburg 2. Başkanı Gülistan Varlı Önal, sonuna kadar kızın ve ailenin yanında bulunacaklarını belirterek, olayın biran önce aydınlanmasını istedi. Şiddete başvuran çocuğun sorgulanması sonucunda Emniyet'in düzenlediği raporda 'ilişki şiddeti' ile açıklanmasına tepki gösteren Aleyna'nın kuzeni ise, "13 yaşındaki bir kız çocuğunun ne ilişkisi olabilir ki" şeklinde konuştu.

Türk kızı Aleyna için düzenlenen 'Şiddete karşı el ele' mitingi, DITIB Regensburg Din Görevlisi Ali Efiloğlu'nun dua okumasıyla sona erdi.

12.10.2013

II. Uluslararası Hukuk Eğitim Programı'nın resmi açılışı Ankara'da gerçekleştirildi

Sadullah Ergin, Bekir Bozdağ, Egemen Bağış, Naci Bostan, 2. Uluslararası Hukuk Eğitim Programı, Ankara soldan sağa: Sadullah Ergin, Bekir Bozdağ, Egemen Bağış, Naci Bostan / Foto: Salih Altuner
 
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından ikincisi düzenlenen Uluslararası Hukuk Eğitim Programı'nın resmi açılışı Ankara'da gerçekleştirildi. Yurtdışında yaşayan Türkler’e yönelik hukuki çalışmalara ilişkin işbirliğini öngören protokolün ve Avrupa Birliği Leonardo da Vinci projesinin imza törenlerinin de gerçekleştiği programda açılış konuşmalarını Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Dışişleri Bakanı Yardımcısı Naci Koru ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Kemal Yurtnaç yaptı.

Konuşmasını uzun tutan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Türkiye’nin pozitif gelişim ve değişim ile çok güçlü bir konuma geldiğini belirterek, devlet olarak artık yurtdışındaki Türklerin de haklarını koruduklarını söyledi. Yurtdışında yaşayan Türk asıllı hukukçuların kendi kimlik ve değerlerini koruyup Türkiye’yi en güzel şekilde temsil edilmesinin önemini vurgulayan Bozdağ, Avrupa'da artan ırkçılık ve yabancı düşmanlığına da değinerek, "Çağımızdaki en büyük tehlikelerden biri Avrupa'da yayılan ırkçılık ve yabancı düşmanlığıdır. Hukukçularımızın ırkçılık ve ayrımcılık konusunda herkesin sesi, hak arayıcıları olması gerekmektedir" dedi.

Programda katılımcılara hitaben bir konuşma gerçekleştiren Adalet Bakanı Sadullah Ergin de, uzun yıllar ihmal edildiğini belirttiği yurtdışında yaşayan Türkler için yapılan çalışmalardan dolayı Bekir Bozdağ ve Kemal Yurtnaç’ı tebrik ederek, Türkiye'nin dış temsilciliklerinde 2012'den itibaren 11 hukuk müşavirleri görevlendirdiklerini, vatandaşların haklarını koruyacaklarını ifade etti. 

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da yaptığı konuşmasında özellikle AB projelerinden bahsetti. AB Bakanlığı’nın yürüttüğü çalışmalara değinen Bağış, "AB projelerini gerçekten önemsiyoruz. Sadece bu sene AB fonuyla 70 bin vatandaşımız eğitim görecek. Türkiye'nin ortaya koyduğu bu performans bizim kararlılığımızın da bir göstergesidir. Ümit ediyorum ki bu çalışmalar farklı bir geleceği hazırlayacak" dedi.

Dışişleri Bakanı Yardımcısı Naci Koru, Dışişleri Bakanlığı'nın çalışmaları hakkında konuşma yaptı. Yurtdışında yaşayan vatandaşların problemlerine değinen Bakan Yardımcısı Naci Koru, yeni projeler hakkında da bilgiler vererek sözlerine şu şekilde devam etti: "Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın en büyük problemi anadil eğitimidir. Yurtdışındaki çocuklarımız anneleriyle İngilizce ve Almanca konuşuyorlar. Biz buna çözüm bulamazsak Türkçeyi konuşamayan çocuklarımızın sayısı gittikçe artacaktır". Yurtdışında eğitim görmüş vatandaşlara olan ihtiyacın her zaman duyulacağını ifade eden Koru, "her biri tanıtım elçilerimizdir" şeklinde konuştu. Dışişleri Bakanlığı olarak Almanya’daki Nazi cinayetlerinin takipçisi olduklarını da değinen Koru, "özellikle hukuk eğitimi görmüş gençlere ihtiyacımız var" dedi.  

Programa ev sahipliğ yapan Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanı Kemal Yurtnaç ise, uluslararası hukuk eğitimi programı ile yurtdışı vatandaşları arasında hukuk bilincinin yerleştirilmesi ve birbirlerini tanımalarını sağlamak hedefli olduğunu söyledi.

Yılsonuna kadar yurtdışında yaşayan 300 hukukçunun katılacağı programın ikincisinde 20 ülkeden 75 hukukçu iştirak etti. İstanbul ve Ankara’da bir hafta boyunca görülen Uluslararası Hukuk eğitimi ile temel hakların uluslar arası düzeyde korunması hedefleniyor. Başkent Ankara’da Anayasa Mahkemesi ve Danıştay gibi önemli kurumların ziyaret edildiği eğitim programında çok sayıda akademik düzeyde seminerlerle yurtdışında yaşayan hukukçular için bilgilendirme programları düzenlenecek.
27.08.2013

T.C. Nürnberg Başkonsolosu Çil'e alkışlarla veda

Ece Öztürk Çil, Dr. Ulrich Maly, Dr. Manfred Schmidt Ankara'da Dışişleri Bakanlığı'na geçecek olan Nürnberg Başkonsolosu Çil, dört yıllık görevi zarfında çalışkan Başkonsolos profili ile dikkatleri üzerine çekti. Fotoğraflar: Salih Altuner

 

T.C. Nürnberg Başkonsolosu Ece Öztürk Çil, Nürnberg'de dört yıl geçirdiği Başkonsolosluk görevinin bitimine bir ay kala, Nürnberg Belediyesi ve BAMF'ın ev sahipliğinde verilen veda resepsiyonuyla onore edildi. 


T.C. Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu'nun da destek olmak için katıldığı resepsiyonda siyasetten, iş dünyasından, STK'lardan, diplomasi ve bürokrasiden önemli kişiler davet edildi.

Dr. Ulrich Maly, Hanns J. Huber, Hüseyin Avni Karslıoğlu, Ece Öztürk Çil, Hasan Çil, Dr. Manfred Schmidt Nürnberg Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Maly'den Nürnberg Başkonsolosu Çil'e büyük methiyeler

Sırasıyla Nürnberg Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Ulrich Maly, Federal Almanya Göçmen ve Mülteci Dairesi (BAMF) Başkanı Dr. Manfred Schmidt ve T.C. Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu'nun kürsüde yaptıkları konuşmalarda T.C. Nürnberg Başkonsolosu Ece Öztürk Çil'in yaptığı önemli çalışmaları yanısıra olumlu kişiliği de ön plana çıktı.

 

Nürnberg Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Ulrich Maly, NSU cinayetlerinin açığa çıktığı zor bir dönemde Başkonsolos Çil'in görev yaptığını hatırlattığı konuşmasında, Türk-Alman ilişkileri için çalışmalarıyla ve yakın dostluk ilişkileriyle yaptığı katkılardan övgüyle bahsetti. Dr. Maly, "Değişik bir Konsolosluk görevlisiyle tanıştık. Dört sene, dört güzel bir seneydi." diyerek Başkonsolos Ece Öztürk Çil'e teşekkür etti.

Hüseyin Avni Karslıoğlu T.C. Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu

Regensburg Haber'e özel açıklamalarda bulunan T.C. Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu ise, Başkonsolos Çil'in özellikle kurduğu büyük ilişkilere dikkat çekerek, "Bölgesinde bulunduğu yerel makamlarla, Türk dernekleriyle çok iyi ilişkiler kurdu" diyerek çalışmalarını takdir ederek izlediğini sözlerine ekledi. Türkiye Cumhuriyeti'ni Almanya'da en üst düzeyde temsil eden Karslıoğlu"T.C. Nürnberg Başkonsolosu Ece Öztürk Çil'i hem yumuşak kişiliğiyle, hem bilgi seviyesiyle takdir ediyorum. Onun hatırı için Nürnberg'e gelerek veda resepsiyonuna geldik." dedi.

Özellikle son iki yılında Regensburg'da çok önemli çalışmalara imza atan T.C. Nürnberg Başkonsolosu Ece Öztürk Çil'in, görev bölgesi Regensburg'da Türk-Alman ilişkilerinin geliştirilmesine sağladığı katkı sebebiyle Regensburg BelediyesiRegensburg Sanayi ve Ticaret Odası ve Regensburg Üniversitesi gibi önemli kurumların üst düzey yöneticileri tarafından da büyük takdir görüyor. 

26.07.2013

Regensburg'da gümdem Avrupa Birliği

Martin Schulz, Joachim Wolbergs, İsmail Ertuğ, Gerhard Weber, Prof. Udo Hebel, Dr. Thomas Burger Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Altın Defteri imzlarken. Soldan sağa: İsmail Ertuğ, Joachim Wolbergs, Dr. Thomas Burger, Gerhard Weber, Prof. Udo Hebel. Foto: Cezmi Türk

 

Avrupa Birliği Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Avrupa Birliği Parlamentosu Almanya Milletvekili İsmail Ertuğ'un davetlisi olarak Schwandorf ve Regensburg'da bir dizi konuşmalar gerçekleştirdiler.

 

İlk olarak Schwandorf FOS/BOS okulunu ziyaret eden Schulz ve Ertuğ, burada öğrenciler ve okul yönetimi ile bir araya geldi. Yoğun ilginin olduğu etkinlikte bir konuşma gerçekleştiren Schulz, öğrencilerin sorularını yanıtladı.

 

Daha sonra Regensburg'a geçen iki Parlamenter, SPD yanlısı Friedrich Ebert Vakfı'nda konferans gerçekleştirdikten sonra Regensburg Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Gerhard Weber tarafından Tarihi Belediye Binası'nın Lordlar Kamara'sında kabul edildi. Avrupa Birliği Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, burada Regensburg'a ait Altın Defteri imzaladı. 

 

Schwandorf ve Regensburg'da verdiği konferans sonrasında Schulz'a yöneltilen soruların başında Avrupa'daki genç nüfusa ait işsizlik oranı, kriz dönemi ve bu süreç içerisinde ekonomik çöküntü yaşayan ülkeler ile Avrupa Birliği'nin geleceği oldu.

 

Soruları dikkatlice dinleyen Schulz, Avrupa Birliği üye devletlerinin birlikte çalışması gerektiğini vurgulayarak, sorunların önce lokal seviyede sonra ülke seviyesinde çözümlenmesi gerektiğini belirtti. Schulz, yerel ve ulusal aşamada çözüm bulmayan sorunların ise Avrupa Birliği seviyesinde ele alınmasının sorunların çözümlenmesinde daha etkili olacağını vurguladı.

İhsan Yeneroğlu, 29.06.2013

„Das Spiel mit der Türkei - Das scheinbare Ende jahrzehntelanger Verhandlungen“

Dr. F.H. Burak Erdenir, Salih Altuner, İhsan Yeneroğlu, Cezmi Türk, Emre Şentürk Vize-Staatsekretär der türkischen EU-Ministerium, Dr. Burak Erdenir, trifft Regensburg Haber Redaktion. Foto: Aylin Şahin

-Ein Interview mit Dr. Burak Erdenir vom Ministerium für EU-Angelegenheiten der Türkei-


Herr Erdenir, Sie sind Beauftragter des Ministeriums für EU-Angelegenheiten. Was können Sie uns über die jetzige Lage der Beziehungen zwischen der EU und der Türkei sagen?

 

Es herrscht Unmut, wahrscheinlich werden die Verhandlungen auf Eis gelegt. Für mich ist es überhaupt nicht erfreulich, wenn ich so etwas erzähle. Immerhin bemühen wir uns für einen Beitritt in die EU. Aber dieses Ziel scheint unwahrscheinlicher geworden zu sein.

Wie ist es dazu gekommen?

 

Das Europäische Parlament hat eine Resolution verabschiedet und der Ministerpräsident hat diese nicht akzeptiert. Natürlich ist das eine politische Angelegenheit, aber es führt zu Spannungen zwischen Brüssel und Ankara. Die Welle der Terminabsagen vieler Parlament-arier und Minister deuten darauf hin.

 

Wie kann man dagegen vorgehen? Sind die Verhandlungen noch zu retten?

 

Man muss auf jeden Fall an den Verhandlungen festhalten und die Gespräche weiterhin fortführen. Sowohl die EU als auch die Türkei dürfen das gemeinsame Ziel nicht aufgeben. Es gibt Abgeordnete, die sich wegen „menschenrechtlichen Rückschritten“ für einen Stopp der Beitrittsverhandlungen einsetzen. Denen muss ich aber sagen, dass der Ausbau der Menschenrechte in der Türkei am besten mit der EU gelingen kann.

 

Ist denn noch ein Wille der Parteien für Beitrittsverhandlungen da?

Ich muss ehrlich sagen, dass bei der EU immer schon die nötige Einstellung zur Türkei gefehlt hat. Geographische und historische Aspekte sind vielleicht Gründe dafür. Ich kann mir aber vorstellen, dass da auch Vorurteile die ganze Sache verzögern. Die Türkei muss an ihrem Image arbeiten und weltoffener werden, damit Misstrauen abgebaut werden kann. Im Gegensatz fühlt sich die Türkei aber nicht fair und gerecht behandelt. Der Wille kommt, wenn jeder wieder ernsthaft an der Sache arbeitet und kein Spiel daraus macht.

Herr Erdenir, der Bayerische Ministerpräsident Horst Seehofer hat sich wieder erneut gegen einen EU-Beitritt der Türkei ausgesprochen. Was sagen Sie dazu?

Kann man verstehen. In Deutschland versucht man gesellschaftliche Probleme in den Griff zu bekommen. Ich persönlich finde es auch wichtig, dass sich türkische Bürger für die Integration bemühen. Sprachkenntnisse und der Kontakt zu anderen Mitmenschen sind unausweichliche Faktoren, um in der Gesellschaft anzukommen. Wenn die Integration klappt, könnten auch Vorurteile abgebaut werden.


Apropos Bayern, wie finden Sie Regensburg?

Eine wunderschöne Stadt, die eine positive Energie auf mich hat. Regensburg ist sehr lebhaft und beherbergt tolle Menschen.

 

Herr Erdenir, Sie haben einen Brief vom EU-Parlamentsabgeordneten Ismail Ertug bekommen, können Sie uns sagen, was er Ihnen mitteilt?

 

Ach ja, er freut sich, dass ich in Regensburg bin und wünscht mir eine schöne Zeit. Ich hab mich sehr gefreut, dass er an mich gedacht hat. Ich schätze ihn sehr und halte ihn für einen hervorragenden Abgeordneten, der gute Arbeit leistet.

Was glauben Sie, können normale Bürger etwas für die EU-Beitrittsverhandlungen machen? Wie finden Sie übrigens unseren Nachrichtendienst?

Absolut. Sie sind sehr wichtig, vor allem ehrenamtliche Bürger, die ein konstruktives Interesse verfolgen. Ich finde es toll, dass es sogar eine ehrenamtliche Nachrichtenredaktion wie die
„Regensburg-Haber“ gibt und mich in Regensburg interviewt. Eine zweisprachige Webseite, die den Menschen Regensburg näher bringt, bindet die Menschen mehr an die Stadt. Ich finde, es ist ein wirksames Mittel zur Förderung der Integration. Meines Erachtens spielt eure Zeitschrift eine wichtige Rolle für die Teilhabe, deswegen hab ich mir auch Zeit genommen nach Regensburg zu kommen. Eine wichtige Rolle spielen auch zivile Nichtregierungsorganisationen, die das Interesse der Gemeinden vertreten. Der Union Europäisch-türkischer Demokraten Regensburg e.V., die mich nach Regensburg eingeladen haben, möchte ich meinen großen Dank aussprechen.

Herr Erdenir, vielen Dank für das Gespräch!

Ich danke euch! Macht`s gut!

 

Interview: Cezmi Türk, 19.06.2013

Şiddetin sebebi alkol, hırsızlığın uyuşturucu

Rudolf Kraus, Klaus Bachl Oberpfalz Emniyet Genel Müdürü Kraus (sağda) "2012 Güvenlik Raporu"nu medya mensuplarına açıkladı. Foto: Salih Altuner

 

Oberpfalz Emniyet Genel Müdürlüğü'nce bugün düzenlenen basın toplantısında açıklanan 2012 Güvenlik Raporu'nda çarpıcı istatistiki rakamlar verildi.

 

Özellikle bölgenin popüler uyuşturu maddesi Crystal Speed'in ön plana çıktığı basın toplantısında, 2012 yılında bölgede suç oranlarının düşmüş olması nedeniyle, yetkililer "dikkatli iyimser" bir sonuç çıkardı.

 

Oberpfalz Emniyet Genel Müdürü Rudolf Kraus'un okuduğu özet raporda, şiddetin kaynağı olarak % 51,9'luk bir oranla alkolün çıkması dikkat çekerken, yine her iki hırsızlıktan birinin uyuşturucu sebebiyle olduğu ortaya çıktı.

 

2012 Güvenlik Raporu'nda en çok dikkat çeken detay ise, ırkçı suçların %40,5 artış göstermesi oldu. Toplam 163 suçun kayıt edildiği bildirilen ırkçı şiddetten sadece %52,1'inin açıklığa kavuşturulması düşündürdü.

05.03.2013

Tuna Nehri kıyısına 625 bin Euro'luk yeni rıhtım

Hans Schaidinger, Brigitta Brunner Yeni rıhtımın tanıtımını Belediye Başkanı Hans Schaidinger (solda) ve Oberpfalz Valisi Brigitta Brunner (ortada) yaptı. Foto: Salih Altuner

 

Son yıllarda Almanya'nın gözde turizm merkezi haline gelen Regensburg'da artan talebi karşılamak üzere gemi yolcuların iniş ve binişlerini kolaylaştırıcı inşa edilen yeni rıhtımın açılışı yapıldı.

 

Tuna nehrinde artan gemi turizm trafiğine karşılık özellikle mahalle sakinlerinin rahatsız olmamaları için yapılan yeni rıhtımın basına tanıtımı Regensburg Büyükşehir Belediyesi Başkanı Hans Schaidinger ve Oberpfalz Valisi Brigitta Brunner tarafından yapıldı.

 

Donaumarkt'ın doğusunda inşatı 2018'de bitirilip hizmete açılacak olan ve Bavyera Tarih Müzesi'nin hemen yanına yapılan rıhtımın 625 bin Euro'ya maliyetli masrafının yarısı Oberpfalz Valiliği'nce karşılanacak.

02.01.2013

Vatikan'dan yarım sene süren spekülasyona son: 78. Regensburg Piskoposu Voderholzer

Rudolf Voderholzer, Regensburger Bischof Regensburg Piskoposu Rudolf Voderholzer. Foto: Bistum Regensburg

Katolik din devleti Vatikan hiyerarşisinde 3'üncü üst düzey pozisyona atanan Dr. Gerhard Ludwig Müller'den boşalan Regensburg Piskoposluğu görevine 6 aylık bir bekleyişten sonra Prof. Rudolf Voderholzer getirildi.

 

Papa 16. Benedikt tarafından atanan 53 yaşındaki Münihli teolog, Regensburg eski Piskoposu Dr. Gerhard Ludwig Müller'in akademi yıllarında 8 yıl boyunca asistanlık görevini de üstlenmişti.

06.12.2012

Irkçılara karşı medeni cesaret Luther Ödülü'nü getirdi

Picasso, Regensburg, Nazis werden hier nicht bedient, Keine Bedienung für Nazis, Lutherpreis 2013 Picasso Cafe'de başlayan gastronomilerde "Nazilere hizmet yok" inisiyatifi tüm Almanya'ya örnek gösterildi. Foto: Salih Altuner (Arşiv)

 

Protestan mezhebi kurucusu Martin Luther'in memleketi Wittenberg'de her iki senede bir verilen yüksek prestijli Luther 2013 Ödülü Regensburg'a verilecek.

 

2010 yılında ırkçıların şiddetine uğrayan siyahi bir kadın ve küçük çocuğu koruması sebebiyle dövülerek hastanelik edilen barmenin örnek hareketinden sonra gastronomilerce başlatılan "Keine Bedienung für Nazis" (Naziler için hizmet yok) inisiyatifi, "Das unerschrockene Wort" (Lutheri cesaret girişimi) olarak değerlendirilip 10 bin Euro'luk ödüle layık görüldü.

 

2011 yılında Picasso Cafe'de başlatılan ırkçı karşıtı organizasyonda, "Nazis werden hier nicht bedient" (Nazilere burada hizmet verilmiyor) adlı yapışkanlar kısa zamanda gastronomi alanında faaliyet gösteren 150 işletmenin giriş kapılarını süslüyor.

 

Regensburg gastronomların geçtiğimiz yıl başlattıkları örnek tavır Regensburg Türkleri'nden de büyük takdir görmüştü.

 

Konuyla ilgi düşüncelerini anlatan Regensburg Haber okurlarından İsmail Pazarbaşı, yakın tarihte ırkçı soykırımı yapmış bir milletin torunlarının bu aksiyonu ile büyük bir alkışı hakettiğini belirtti.

11.11.2012

Nürnberg Başkonsolosluğu'dan Cumhuriyetin 89'uncu yılı resepsiyonu

Ece Öztürk Cil, T.C. Nürnberg Başkonsolosu, Cumhuriyet Resepsiyonu T.C. Nürnberg Başkonsolosu Ece Öztürk Çil. Foto: Salih Altuner

 

T.C. Nürnberg Başkonsolosluğu tarafından Cumhuriyet'in 89. Yıldönümü sebebiyle Nürnberg Belediye Binası'nda verdiği resepsiyona katılan 300 civarında Türk ve Alman konukların bayramlaşmalarına sahne oldu.
 
Siyaset, bürokrasi, işdünyası ve çeşitli meslek dallarından birçok önemli katılımcının davetli olarak katıldığı resepsiyona Bavyera Eyaleti Hükümeti de temsilci gönderdi.
 
T.C. Nürnberg Başkonsolosu Ece Öztürk Çil, yaptığı konuşmada Neonazi cinayetlerine vurgulamada bulunurken, her alanda Türk-Alman ilişkilerinin daha da güçlenmesi temennileriyle Cumhuriyet Bayramını kutladı.
 
Türk-Alman dostluğunun damgasını vurduğu resepsiyonda, Alman siyasilerinin sıcak mesajlar göndermesi dikkat çekti. Almanya'nın son dönemlerinde büyük gündem olan ve özellikle müslüman ve yahudilerin büyük tepkisini çeken sünnet yasağının da gündeme getiren Nürnberg Büyükşehir Belediye Başkanı Yardımcısı'nın, herkesin inançlarını yaşamasında serbest olduğunu belirterek sünnete destek çıkması büyük beğeni topladı.
 
Regensburg Üniversitesi Rektörü Prof. Thomas Strothotte'nin ilk defa katıldığı Cumhuriyet Resepsiyonu'nda, Regensburg'dan ayrıca T.C. Fahri Konsoslosu Hanns J. Huber, Türkçe öğretmeni Nurcan Akkaya ve işadamı Ercüment Baysal da davetliler arasında yerlerini aldılar.
29.10.2012

Türkischer Botschafter besucht das BMW Werk Regensburg

Cengiz Ünsal, Ali Yıldırım, Karl Hacker, Hüseyin Avni Karslıoğlu,Dr. Karl-Friedrich Koch, Ece Öztürk Çil, Hanns J. Huber, Martina Grießhammer, Salih Altuner, BMW Regensburg v.l.n.r. Cengiz Ünsal, Ali Yıldırım, Karl Hacker, Hüseyin Avni Karslıoğlu, Dr. Karl-Friedrich Koch, Ece Öztürk Çil, Hanns J. Huber, Martina Grießhammer, Salih Altuner. Foto: BMW Regensburg

 

 

Am 19. September 2012 besuchte der türkische Botschafter, Hüseyin Avni Karslioglu, das Werk Regensburg. Wichtigster Programmpunkt war eine Gesprächsrunde mit türkischstämmigen Mitarbeitern. Die acht Mitarbeiter aus der Produktion unterhielten sich mit dem Botschafter, der sowohl die türkische als auch die deutsche Staatsbürgerschaft hat, über ihre Arbeit bei BMW, Karriere- und Aufstiegschancen und das Miteinander unterschiedlicher Nationen in einem internationalen Unternehmen.


Mit drei Begleitern kam der türkische Botschafter, Hüseyin Avni Karslioglu, am 19. September für einen eineinhalbstündigen Besuch in das BMW Werk Regensburg. Begleitet wurde er von Frau Generalkonsulin Ece Öztürk Çil, Herrn Honorarkonsul Hanns J. Huber und Herrn Salih Altuner, der sowohl BMW Mitarbeiter im Werk Regensburg als auch Journalist einer türkischen Zeitung ist.

 

Neben einer Vorstellung der Produktion und der wirtschaftlichen Verbindungen der BMW Group zur Türkei sowie einigen Runden mit Regensburger M-Fahrzeugen auf der hauseigenen Teststrecke nahm sich der Botschafter Zeit, mit acht türkischen Mitarbeitern in einer Gesprächsrunde über berufliche und private Themen zu sprechen.


Im BMW Werk Regensburg arbeiten 149 türkisch-stämmige Mitarbeiter. Insgesamt sind rund 40 unterschiedliche Nationen am Regensburger Standort beschäftigt.

Regensburg'da Büyükelçi heyecanı

Hüseyin Avni Karslioglu, T.C. Berlin Büyükelcisi Regensburg ziyareti öncesi Büyükelçi Karslıoğlu, Regensburg Haber objektifine makamında böyle poz verdi.. Foto: Salih Altuner

 

Roma lejyonerleri tarafından kurulan Regensburg'un 2 bin yıllık tarihinde ilk defa bir Türk Büyükelçisi'nin gelecek olması kentte olağanüstü heyecan yarattı.

Okul çağında bir çocuk, üniversiteli bir genç, kariyer sahibi bir bürokrat olarak tatil dönemlerinde Regensburg'da doktor olarak uzun dönem görev yapan babasını sıkça ziyaret eden Hüseyin Avni Karslıoğlu'nu Regensburg bu defa Türkiye devletini Almanya'da en üst düzeyde temsil eden T.C. Berlin Büyükelçisi sıfatıyla konuk edecek.

 

Babası Dr. Erdoğan Karslıoğlu'nun kurucu başkanı olduğu Diyanet'i unutmayarak bir ziyaret gerçekleştirerek halkla buluşacak olan Berlin Büyükelçisi'nin teşrifleri, eski Regensburgluları da ayrıca heyecanlandırdı.

 

Regensburg'da unutulamayanlar listesinde en üst sırada yer alan 80'li yılların efsane öğretmeni Mustafa Kabakçı, ilk olarak Regensburg Haber'in başlattığı girişimle kentimizde gerçekleşecek tarihi gün için bir mesaj gönderek, Büyükelçi'ye "Hosgeldiniz" dedi.

Mustafa Kabakci Regensburg'un efsane öğretmeni Mustafa Kabakçı, Büyükelçi ziyareti için Regensburg Haber'e özel mesaj gönderdi. Foto: Salih Altuner

T.C. Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu'nun Regensburg ziyaretlerinde en çok birarada olduğu, TBMM'de ikinci dönem Konya milletvekili olarak görev yapan Mustafa Kabakçı, bir milletvekili olmanın dışında, bir Regensburglu olarak şu mesajı gönderdi:

"Her insan yetiştiği ortama göre hassasiyetler edinerek büyür. Kimisi için futbol, kimisi için moda, kimisi için ticaret gibi.

Sayın Büyükelçi'nin en önemli meselesi; milletin içinde bulunduğu hal, eksikliklerimiz, acılarımız, sevdalarımız, türkülerimiz, geçmişimiz, geleceğimiz, eğitimimiz.

O, millet olarak dostlarımızın, düşmanlarımızın, fakirimizin fukaramızın, köyümün yaylamızın, şehrimizin konuşulduğu ortamlarda büyüdü. Onun hassasiyetlerini biliyorum. Onun içinde kendisinin milletimiz için önemine ve çok faydalı işler yapacağına inanıyorum.

Atalarımız, derdi olmayan dermanını bulamaz, derler. Sayın Büyükelçimizin derdi bu Millettir. Her sorunu bilir, çözümü için kafa yorar. Ümit varım. Allah'tan onu milletimize bağışlmasını ve işlerini kolay kılmasını diliyor, bir Regensburglu olarak kendisine 'hoş geldiniz' diyorum."

19.09.2012

Türk çocuklarını sokak ortasında dövdüler

"Nie wieder Albertstrasse!" (Bir daha Albertstrasse'ye gelmeyiz!) Fotoğraflar: Salih Altuner

 

Geçtiğimiz gün 18.30 sularında evlerini gitmek için otobüs durağında bekleyen Türk çocukları İbrahim, Cansel ve Emilia, Bahnhof'un parklarında alem yapmakla bilinen 35 yaşındaki bir adam ve 27 yaşındaki sevgilisi tarafından sebepsiz yere meraklı bakışlar arasında dövüldü.

 

İki güvenlik kamerasıyla izlenen Regensburg'un en çok olayların yaşandığı otobüs durağı Albertstr.'de gün aydınlığında gerçekleşen olayda, 15 yaşlarındaki Türk çocuklarının kalabalık topluluk önünde dövülmesine adeta seyirci kalınması tepki çekti.

 

Olayın gelişimini Regensburg Haber'e anlatan Türk çocuklarının hayretlere düşüren açıklamaları Almanya'da artan ırkçılık olayının boyutunu da gözler önüne serdi:

Irkçı saldırısına uğrayan Türk çocukları: İbrahim, Cansel, Emilia

"Eve gitmek için otobüs bekliyorduk. Bir anda parkta günlerini bira tüketerek geçiren grup geldi. Önlerinden geçen başörtülü bir bayana 'Almanya'da yaşıyorsun, buraya uyum sağlayın' diyerek bağırıp çağırarak ortalığı ayağa kaldırdılar. Sonra bizim de oturduğumuz banka oturdular. Daha önceki bakışlarımızdan provoke olmuş olacak ki, kadın 'arkadaşıma niye baktın?' diyerek üzerimize yürüdü. 

 

Saçımdan tutup kafamı cama vurdu (Cansel). Hızını alamayarak bir de gözüme yumrukla vurdu (Emilia).Bu esnada kavgayı ayırmak isteyen İbrahim, adam tarafından bira şişesiyle kafasına darbe aldı. Albertstrasse'de bulunan kalabalık sadece olayı izlemekle kaldılar.

Wochenblatt, Christian Eckl Haftalık yayınlanan Wochenblatt, Regensburg Haber'in fotoğraf ve bilgilerinden yararlanarak, ırkçı saldırıyı manşetten verdi (22.08.2012)

Bu arada biz dayak yerken bazıları da sevinçlerinden 'devam edin' diyerek tezahürat yapıyorlardı. Albertstrasse'ye artık gelmekten korkuyoruz. Ailelerimiz de mümkün olduğunca buradan otobüslere binmemizi istemiyorlar."

 

Polislerin iki sevgilinin ifadelerini aldığı olayda, çocukların hastanede ayaküstü tadavisine sebep olan saldırganların nasıl bir cezanın kesileceği merakla bekleniyor.

 

Öte yandan, gündüz vakti parklarda ellerinde bira şişeleriyle gruplar halinde su gibi alkolün tüketildiği Albertstrasse'de güvenlik önlemlerin hala yeterince alınabilmemiş olmaması bilhassa aileleri tedirgin ederken, sarhoşun ve kavganın bol olduğu bu otobüs durağında özellikle çocukların mümkün olduğunca uzak durarak bir sonraki ya da bir önceki durakta inmeleri ve binmeleri tavsiye ediliyor.

17.08.2012

Bavyera'da 120. yılını kutlayan SPD'nin programına üst düzey ilgi

Christian Ude, Horst Seehofer Bavyera Eyaleti'nin 2013 yılı iki favori başbakan adayları Christian Ude ve Horst Seehofer'in birbirlerine yakın tavırları dikkat çekti. Foto: Salih Altuner

 

Bavyera'nın en eski partisi olan Sosyal Demokrat Partisi (SPD), Regensburg'da kutladığı 120. kuruluş yıldönümü siyasi anlamda yıldız şölenine dönüştü.



Çeşitli partilerden üst düzey temsilcilerin katıldığı programda popülaritesi yüksek siyasilerden SPD Başkanı Sigmar Gabriel ve Münih Belediye Başkanı ve Bavyera Başbakanı adayı SPD'li Christian Ude'den çok, Bavyera Başbakanı CSU'lu Horst Seehofer'in ilgi görmesi dikkat çekti.

 

2013 yılında yapılacak eyalet seçiminde en büyük rakibinin kuruluş yıldönümüne katılan Seehofer'in rahat ve neşeli tavrı gözlenirken, SPD'nin 120 yıllık tarihinde yaptıkları hizmetleri övmesi dikkatlerden kaçmadı.

 

Ulusal ve yerel basının büyük ilgi gösterdiği programa SPD'nin Türk asıllı siyasileri Avrupa Parlamentosu Almanya Milletvekili İsmail Ertuğ ve Nürnberg Belediye Encümeni Arif Taşdelen'in de katıldığı gözlendi.

08.07.2012

Bavyera Avrupa Bakanı Emilia Müller'den karanlık Türkiye tablosu

Emilia Müller Avrupa Bakanı'ndan büyük Türkiye klişesi.. Foto: Salih Altuner

 

Almanya Dışişleri'nde ve Avrupa Birliği Parlamentosu'nda önemli nüfuzu bulunan Bavyera Eyaleti Avrupa Bakanı Emilia Müller (CSU), "AB Proje Günü" etkinliği çerçevesinde Regensburg'da katıldığı bir programda Türkiye'nin elde ettiği büyük gelişimi göz ardı etti.
 
Kerschensteiner Meslek Okulu'nda Avrupa Birliği'ni anlatan Emilia Müller, soru cevap bölümünde Alman bir öğrencinin, Türkiye'nin AB'ye neden alınmadığı sorusununa, "Türkiye ev ödenlerini yapmıyor" şeklinde cevap verdi.
 
Türkiye'nin Kopenhag Kriterleri'ne de uymadığını belirten Avrupa Bakanı, bilhassa azınlık ve kadın hakları konusunda Türkiye'nin durumunun çok kötü olduğunu söyledi. AB yolunda Türkiye'de bir gelişme göremediğini ifade eden CSU'lu bakanın Türkiye ile ilgili sert tavrı dünyanın en büyük büyüme hızını gösteren ülkesi Türkiye'ye karşı son derece karanlık bir tablo çizmesi dikkat çekti. 
 
Geçmişte de önemli konuşmacıların davet edildiği meslek okulunda, Bavyera geleneksel kıyafetleri içerisinde konuşma yapan Bavyera Avrupa Bakanı Emilia Müller gibi, Avrupa Birliği üzerine Avrupa Parlamentosu'nun etkin milletvekilleri İsmail Ertuğ (SPD) ve Albert Dess (CSU) de konuşmacı olarak katılmışlardı.
15.05.2012

Bavyera'nın 100. yılında Regensburg'a Bavyera Tarih Müzesi

Horst Seehofer, Hans Schaidinger, Wolfgang Heubisch, Klemens Unger, Museum der Bayerischen Geschichte Bavyera Tarih Müzesi'nin Regensburg'a yapılması atılan imzalarla resmileşti. Foto: Stadt Regensburg

Bavyera Tarih Müzesi'nin Regensburg'da yapımında son noktayı koymak için Regensburg'a gelen Bavyera Başbakanı Horst Seehofer, Bavyera Bilim ve Sanat Bakanı Dr. Wolfgang Heubisch ile birlikte, İmparatorluk Sarayı'nda düzenlenen bir törenle imzayı attı.

 

Donaumarkt'ın (pazar yeri) batısına yapılacak olan 61,5 milyon Euro'luk dev proje, Bavyera Eyaleti'nin 100. yıldönümü olan 2018 yılında büyük bir törenle hizmete açılacak.

 

Uğruna 25 kentin kıyasıya yarıştığı yüksek prestijli müthiş projenin DITIB Regensburg'un yaklaşık 100 metre yakınında 2500 metrekarelik bir alana yapılacak olması, dört sene içerisinde satışa çıkarılması düşünülen Diyanet camisi binasına da yarayarak değerini katlamasına sebep olacak.

23.04.2012

Papa 16. Benedikt'e memlektinden sıradışı yaşgünü hediyesi

Klaus Unger, Johanna Andrä, Hans Schaidinger Foto: Stadt Regensburg

Regensburg'un tarih boyunca çıkardığı meşhur katolik din adamlarından en önemlisi olan Vatikan'ın son papası 16. Benedikt'in yaşgününde memleketinden sıradışı bir hediye edildi.

 

Bavyera Eyaleti'nden 120 kişilik büyük bir delegasyonla Papa'nın doğum gününü kutlamak için bugün Vatikan'a gelen Regensburg Belediyesi Belediye Başkanı Hans Schaidinger, belediye adına ortaçağın önemli sanatlarından bir hediye ile geldi.

 

Johanna Andrä adlı Regensburglu bir sanatkar tarafından yapılan ortaçağın geleneksel cam sanatı mine minyatürü hediyesi 190 saatte tamamlandı.

Eserinde Papa 16. Benedikt'i bütünleştiren Tanrı Gözü, Haç, Papa Tacı, Petrus Anahtarı, Yakub'un Midyesi'ni sembolize eden sanatkar Johanna Andrä, Papa'nın çocuk sevgisini tasvir edici bir gülümseyen motifi de kullandı. Sanatçı ayrıca Regensburg'un sembollerinden olan Dom Katedrali St. Peters'i ve dünyanın ilk çocuk hıristiyan müzik korosu Regensburger Domspatzen'i (Regensburglu Dom Serçeleri) tasvir edici nota yaprağını da sanatına işlerken, çok sevdiği kedisini de eserinde kullanmayı ihmal etmedi.

16.04.2012

Anayasa Koruma Teşkilatı 2011 Raporu: Oberpfalz'da üç büyük ırkçı grubu faal

Willi Wiener, NPD, Regensburg Don Juan heykeli önünde 2,5 sene önce cami karşıtı miting düzenlemek için Bahnhof'ta toplanan ırkçılar, eski NPD'nin bölge başkanı Willi Wiener (hopörlörlü) öncülüğünde olay çıkarmışlardı. Foto: Salih Altuner (Arşiv)

Bavyera İçişleri Bakanı Joachim Hermann tarafından dün Münih'te açıklanan "Verfassungsschutzbericht 2011"de başkenti Regensburg olan Oberpfalz Bölgesi'nde neonazi yapılanmasına dikkat çekildi.

 

"Aktionsbündnis Nordoberpfalz", "Nationalen Widerstand Amberg" ve "Widerstand Regensburg-Cham" adlarına üç büyük neonazi grubunun varlığına vurgu yapılan raporda, Niederbayern Bölgesi için de neonazi tehlikesine işaret edildi.

 

Oberpfalz Bölgesi'nde 130, Niederbayern Bölgesi'nde de 80 olmak üzere Doğu Bavyera'da toplam 210 Neonazinin ırkçı yapılanmada aktif olduğunun tesbiti raporlara girerken, gerçek sayının ne kadar olduğu ise spekülasyon konusu.

24.03.2012

Neutraubling'de yüzde 48'lik şok katılım - oyları düşen CSU'lu Kiechle hem seçildi hem uyarı aldı

Heinz Kiechle, Neutraubling Heiz Kiechle 2020 yılına kadar Neutraubling Belediye Başkanı. Foto: Stadt Neutraubling

Regensburg'un en büyük ilçesi Neutraubling'de bugün yapılan çok düşük katılımlı belediye başkanlığı seçiminde sürpriz yaşanmadı.

 

9387 seçmenden sadece 4502 kişinin (yüzde 47.96) oy hakkını kullandığı seçimde, son belediye başkanı CSU'lu Heinz Kiechle oyların 2627'sini alarak (yüzde 58.81) tekrar belediye başkanı seçildi.

 

İlçede Türkler'e yakınlığıyla bilinen, 'Freie Wähler'in belediye başkanı adayı Harald Stadler ise, 1840 oy (yüzde 41.19) alarak seçimi kaybetti.

 

Seçimi kaybetmesine rağmen sonuçlardan memnun kalan Harald Stadler, Neutraubling Belediye Başkanı Heinz Kiehle'in çalışmalarından halkın memnun kalmadığı mesajı geldiğini söyledi.

11.03.2012

Alman katolik din önderleri Regensburg'da buluşuyor

Dr. Gerhard Ludwig Müller, Deutsche Bischofskonferenz Alman Piskoposlor Konferansı'nı Almanya'nın en etkin din önderlerinden Regensburg Piskoposu Dr. Gerhard Ludwig Müller ev sahipliği yapacak. Foto: Salih Altuner (Arşiv)

 

Almanya'nın katolik din önderleri Alman Piskoposlar Konferansı Genel Kurulu Toplantısı için bugün Regensburg'da toplanacak. Almanya'dan 68 piskoposun katılacağı Regensburg'daki toplantı dört gün sürecek. Kilise'nin geleceği üzerine önemli gündem maddelerinin görüşüleceği toplanmada özellikle Alman üniversitelerindeki teoloji fakültelerinin durumu, kilise içi iletişimi ve medya etiği gibi konular üzerinde durulacak. Geçtiğimiz aylarda medya tarafından atılan "Kilise, ticari kazanç sağlamak için pornografik kitap ve filmler satıyor" manşetleriyle Almanya'da büyük skandala dönüşen Weltbild'in durumu da masaya yatıralacağı gelen bilgiler arasında. Kilise'ye büyük kazanç sağlayan Almanya'nın en büyük yayınevinin satışı tekrar gündeme getirilmesi beklenirken, din adamlarının bu noktada alacağı karar en büyük merak konularından birisi olacak.

27.02.2012

"Bürger für Regensburg" derneğinden yerel seçimlere kendi listesiyle katılma kararı

Hıristiyan Sosyal Birliği'nden (CSU) Regensburg Belediye Meclisi'ne giren önemli bir grubun oluşumuyla kurulan "Bürger für Regensburg" derneği 2014 yılında yapılacak yerel seçimlerde CSU'dan ayrı bir listeyle katılacağı bugün dağıtılan basın bildirisinde yapılan açıklamayla resmiyet kazandı. Regensburg Büyükşehir Belediye Başkanı Hans Schaidinger'in de üye olarak desteklediği derneğin 29 Şubat'ta yapılan genel kurulda aldığı bu kararın CSU'un kent ve eyalet teşkilatında nasıl bir tepki göreceği merakla bekleniyor. Irkçı olmakla suçladıkları Thomas Fürst'ün CSU Regensburg parti teşkilatını eline geçirdiği iddiasıyla kurulan derneğin, seçimlerde Belediye Başkanı adayı olarak CSU Regensburg Meclis Grubu Başkanı Christian Schlegl ile gireceği kesin gözüyle bakılıyor.

02.03.2012

Oberpfalz'da ilticacı sayısında büyük artış

Oberpfalz Valiliği'nin geçtiğimiz günlerde açıkladığı resmi rakamlar, bölgeye gelen ilticacı sayısının her sene artarak devam ettiğini gösterdi.

 

Valiliğe bağlı iltica evlerinde 31.12.2011 tarihi itibariyle 43 ülkeden 1021 ilticacının yaşandığı belirtilirken, böylelikle geçen seneye göre 198 kişilik bir artışın olduğu kaydedildi.

 

Almanya'nın 2012 yılında da çok sayıda ilticacı kabul edeceğinden yola çıkan Oberpfalz Valiliği, bu sene için de geçtiğimiz yıla göre bölgeye 300 ile 500 arasında fazla ilticacının geleceğini tahmin ettiklerini ifade ederek, barınma sorununun yaşanmaması için acil yeni iltica yurtlarına ihtiyaç bulunulduğunu belirtti. 

 

2007 senesinde 131 olan ilticacı sayısı, her sene artırış göstererek yapılan 2011 yılınında 529 sayısına ulaşıldığı belirtilirken, geçtiğimiz sene içerisinde 21 ülkeden en çok ilticacının Irak (125), Afganistan (74) ve Azerbaycan (71) ülkelerinden geldiği bildirildi.

05.02.2011

Avrupa Parlamentosu'nun güçlü ismi, Türkiye konularında Bora Ataman'a danışacak

Albert Dess, Bora Ataman, Rosarium Rosarium Cafe'de Bora Ataman ile buluşan Albert Dess, Türk asıllı partiliye yeni görevini açıkladı. Fotoğraflar: Salih Altuner

 

Üç yıldan beri CSU'nun Regensburg teşkilatında aktif siyaset yapan Türk asıllı Bora Ataman, partisinde yükselişini sürdürmeye devam ediyor.

 

Bavyera'nın en büyük partisi olan Hıristiyan Sosyal Birliği'nde (CSU) 14 yılı Federal Parlamento ve 7 yılı Avrupa Parlamento'da olmak üzere 21 yıldan beri Almanya milletvekilliği yapan ülkenin önemli siyasetçilerinden Albert Dess, Bora Ataman'ı çalışma grubuna davet etti.

 

Avrupa Birliği, entegrasyon ve İslam ülkeleri konuları üzerine oluşturulacak çalışma grubuna davet edilen Bora Ataman, Türkiye ile ilgili konularda Avrupa Parlamentosu Almanya Milletvekili Albert Dess'in danışacağı ilk kişiler arasında olacak. Türkiye ile ilgili çalışmaları Bora Ataman üzerinden yürütmeyi hedefleyen tecrübeli siyasetçi, böylelikle Türkiye ile ilişkilerini geliştirecek.

 

Regensburg'da Bora Ataman ile bir araya gelen CSU'nun en güçlü isimlerinden Albert Dess, Türk asıllı pratiliyi dört günlük gezi için Brüksel'e davet etmeyi de ayrıca ihmal etmedi. 

Bora Ataman Tüm tepkilere rağmen Bora Ataman'ın Regensburg siyasetindeki hızlı yükselişi şaşkınlıkla izleniliyor.

Almanya'nın önemli siyasetçisi tarafından çalışma teklifi almaktan memnun kalan Bora Ataman, "kültürel farklılıktan dolayı problemli" gördüğü CSU ile Türkiye arasındaki ilişkilerin iyi bir seviyeye gelmesi için faydalı olacağına inandığını ifade etti. "Türk ve Hıristiyan kültürünü yakınlaştırmak için fırsat doğdu" yorumunda bulunan Papa 16. Benedikt'in abisi ünlü katolik din adamı Georg Ratzinger ile yakın ilişkisi bulunan Bora Ataman'ın nasıl bir çalışma içerisinde bulunacağı merakla bekleniyor.

 

Regensburg siyasetinde isminden sıkça bahsettirmeye başlayan 36 yaşındaki CSU'lu Bora Ataman, daha önce de Avrupa Parlamentosu'nda güçlü nüfuzu ile dikkat çeken Bavyera Avrupa Bakanı Emilia Müller'in sekiz kişilik çalışma grubunda yer almıştı. En son geçtiğimiz yılın Mayıs ayında partisinin Regensburg teşkilatı tarafından 'Entegrasyon Yetkilisi' görevine getirilen Bora Ataman'ın tüm tartışma ve itirazlara rağmen vazgeçilmezler arasında yer almasının sırrı merak ediliyor...

04.01.2012 

Nürnberg Başkonsolosluğu Cumhuriyet Resepsiyonu verdi

Ece Öztürk Cil, Markus Söder, Nürnberg Bavyera Çevre ve Sağlık Bakanı Dr. Markus Söder, T.C. Nürnberg Başkonsolosu Ece Öztürk Çil'e -Bavyera Hükümeti adına- "Mit den besten Wünschen" yazılı porselandan 'Bavyera Arslanı' hediye etti.

 

  • Cumhuriyet, 88'inci yıldönümünde terör ve deprem gölgesinde kutlandı. Türkiye'nin son dönemlerde devlet olarak başarılarının vermiş olduğu özgüven T.C. Başkonsolosu Ece Öztürk Çil'in konuşmasına da yansıdı. Türkiye devletini temsil eden Çil, Cumhuriyet Resepsiyonu'nda özellikle ekonomide Türkiye'nin kaydettiği büyük sıçramalardan bahsetmeden geçemedi. Nürnberg Belediye Başkanı Ulrich Maly ve Bavyera Çevre ve Sağlık Bakanı Dr. Markus Söder de konuşmalarında sıcak mesajlar gönderdiler. Almanya'nın önde gelen doktorlarından Dr. İsmail Baloğlu gibi çeşitli meslekten tanınmış katılımcıların olduğu resepsiyonda, bürokrasi ve siyasetten de çok sayıda üst düzey davetliler geldi. Alman ve Türk'ün samimi sohbet havasında içiçe kaynaştığı gözlendiği resepsiyonda, Haluk Dokur'un açık büfede sunduğu Türk usulü yemekler en az sohbet kadar tadına doyum olmadı.

 

Kuruluşunun 88'inci yılında Türkiye Cumhuriyeti, T.C. Nürnberg Başkonsolosluğu tarafından Nürnberg Belediye Binası'nda verilen bir resepsiyonla kutlandı.

Almanya gündeminde de önemli bir yer edinen Van Depremi, şehitler ve AB gibi güncel konuların damgasını vurduğu resepsiyonda, terör kurbanı şehitler ve Van'da hayatlarını kaybeden vatandaşlar için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

Bürokrasiden, siyasetten ve iş dünyasından önemli kişilerin katıldığı cumhuriyet resepsiyonun açılış konuşmalarını T.C. Nürnberg Başkonsolosu Ece Öztürk Çil, Nürnberg Büyükşehir Belediye Başkanı Ulrich Maly ve Bavyera Eyaleti Hükümeti'ni temsilen Çevre ve Sağlık Bakanı Dr. Markus Söder yaptı.

Nürnberg Başkonsolosluğu'nun düzenlediği Cumhuriyet Resepsiyonu'na siyaset, bürokrasi ve iş dünyasından çok sayıda üst düzey katılım oldu.

T.C. Nürnberg Başkonsolosu Ece Öztürk Çil, konuşmasında rekor büyüme hızına dikkat çekerek Türkiye'nin büyüklüğünü gözler önüne serdi. Nürnberg Başkonsolosu, PKK terörü sonucu şehit olan askerleri ve Van depreminde hayatlarını kaybedenleri de konuşmasında anarak unutmadı.

Daha sonra kürsüye çıkan Nürnberg Büyükşehir Belediye Başkanı Ulrich Maly ise, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine açık destek vermesi beğeni topladı. Gündemine entegrasyon konusunu da alan Maly, bu konuda birlikte çalışma yürütüp olumlu katkıda bulunduğunu söylediği Nürnberg Başkonsolosluğu'na ve Türk derneklerine teşekkür etti. SPD'li Belediye Başkanı, "Onların yardımı olmadan entegrasyon konusunda bu kadar ileri gidemezdik" dedi.

Bavyera Eyaleti Hükümeti'ni temsilen gelen Çevre ve Sağlık Bakanı Dr. Markus Söder de Türkiye'nin öneminin Avrupa'da her geçen zaman büyüyerek arttığını ifade etti. Bu anlamda Arap Bölgesindeki gelişmelere dikkat çeken Dr. Söder, AB olarak Türkiye partnerliğinin daha önemli hale geldiğini söyledi. Ekonomide dünya ülkelerindeki trendin aksine büyümesiyle rekorlar kıran Türkiye için, CSU'lu Bakan'ın "Türkiye'nin geleceği var!" itirafı ise dikkat çekti.

 

Başkonsolos Çil'den Regensburg Haber'e büyük övgü

Hanns J. Huber, T.C. Fahri Konsolosu Almanya'da sadece üç örneği var: T.C. Regensburg Fahri Konsolosu Hanns J. Huber

Cumhuriyet Resepsiyonu'nda biraraya gelen T.C. Nürnberg Başkonsolosu Ece Öztürk Çil ile T.C. Regensburg Fahri Konsolosu Hanns J. Huber arasında geçen sohbette Regensburg Haber de gündeme geldi.

Regensburg'da yaşayan Türkler'e yönelik faaliyetlerde bulunması sebebiyle Regensburg Haber'in yayınlarına dikkat çeken Ece Öztürk Çil, Regensburg'un önde gelen iş adamlarından T.C. Fahri Konsolosu Hanns J. Huber'e Regensburg Haber'i tavsiye etti.

Regensburg Haber'in yayınlarını beğenerek okuduğunu da belirten T.C. Nürnberg Başkonsolosu Ece Öztürk Çil, yakından takip ettiğini söylediği Regensburg'un ilk Türkçe haber sitesi için, "Regensburg Haber'de çok önemli bilgiler var" dedi.

28.10.2011 

Polis Yüksek Okulu'nda ırkçılık sempozyumu

Hans-Peter Killguss, "İslam ve Irkçılık" konusu üzerine bilgilendirdi. Foto: Polizeipräsidium Oberpfalz

 

Çeşitli eğitim ve emniyet kurumları tarafından Sulzbach-Rosenberg'de organize edilen "Gemeinsam gegen Rechtsextremismus - für Demokratie und Toleranz" (Birlikte ırkçılığa karşı - demokrasi ve hoşgörü için) başlığı altındaki sempozyum, 250 civarında polis yüksek okulu öğrencisi ve çok sayıda yönetici pozisyonundaki polis memuru ve öğretmenin dinleyici olarak katılımlarıyla gerçekleşti.

 

Polis Yüksek Okulu'nda önemli bilgiler veren konusunda uzman üst düzey konuşmacılar, toplumsal huzuru bozan ırkçılık konusunu masaya yatırdılar.

 

İlk konuşmacı olarak kürsüye gelen yazar Andreas Speit, ırkçılığın toplumun her kesiminden taraftar buluduğu ve bunun toplumu nasıl etkilediği konusunda bilgiler verdi. Speit, "Merkezdekilerin konular aşırıların da konuları" şeklinde konuşarak tehlikeye de dikkat çekti.

 

Irkçılık konusunda önemli çalışmaları olan pedagog Hans-Peter Killgus ise, "Islamfeindschaft und Rechtsextremismus" (İslam düşmanlığı ve Irkçılık) başlığı altında yaptığı sunumda, Avrupa çapında ırkçıların ideolojilerinin propagandalarını başarıyla yürütebilmek için İslam'ı kullandıklarını söylerek, popülizm konusu olarak "cami yapımı karşıtı" kampanyalarını örnek verdi.

 

Konuşmalar sonrasında sunumları yapan Speit ve Killgus ile birlikte podyuma çıkan konunun uzmanları Christian Huber, Günter Kohl, Wolfgang Meyer ve ırkçı hareketin eski üyesi Manuel Bauer de gelen soruları yanıtladılar.

 

Tartışmanın ardından farklı uzman isimler tarafından, "ırkçı müzik", "ırkçı harekatında kadın", "antisemitizm", "ırkçı harekete girme ve çıkma süreci", "futbolda ırkçılık" gibi 10 çeşit konuda oluşturulan Workshop'larla meseleler derinlemesine irdelenerek çalışmalar yapıldı.

26.10.2011 

Toplumsal çözülmeden endişelenen Almanya'da "toplumun geleceği" tartışılıyor

Norbert Lammert, Minoritenkirche, Regensburger Zukunftsforum 6. Regensburger Zukunftsforum'da konuşan Almanya Meclis Başkanı Lammert, toplumsal çözülmeye karşı kültürel değerlere sahip çıkma çağrısı yaptı.

 

  • Federal Almanya Milletvekili Peter Aumer tarafından 6'ıncısı düzenlenen Regensburg Gelecek Forumu (Regensburger Zukunftsforum), "Was hällt die Gesellschaft zusammen" başlığı altında Minoriten Kilisesi'nde gerçekleşti. Federal Almanya Meclis Başkanı Norbert Lammert, siyasetten, bürokrasiden, iş dünyasından ve dini cemaatlerden önemli isimlerin katıldığı 300'ün üzerinde seçkin davetlilere, kültürel değerlere sahip çıkılmasıyla Alman toplumunda çözülmelerin önlenebileceği görüşünü savundu. Entegrasyon ile ilgili de ayrı bir parantezin açıldığı forumda, yabancıların topluma entegre edilmesinin Almanya'nın geleceği açısından büyük fayda sağlanacağı belirtildi. Lammert, Suriye kökenli İslam Bilimci Lamya Kaddor'un "Muslimisch-weiblich-deutsch" adlı kitabını övgüyle bahsederek; hem Müslüman hem de Alman olunabileceği örneğini verdi.

  

Önümüzdeki on yılın planını yapan Almanya, bir yandan ülkede büyük bir problem olacak demografik gelişmelere karşı stratejiler geliştirmeye çalışırken, diğer yandan da materyalist bir anlayışa bürünen toplumun çözülmesini nasıl önleyebilirim hesabına girdi.

 

Federal Almanya Milletvekili Peter Aumer, 6'ncısını düzenlediği "Regensburger Zukunfstforum" (Regensburg Gelecek Forumu); ekonomi, siyaset ve bürokrasiden önemli isimlerin bulunduğu 300 seçkin davetliler arasında geçtiğimiz günlerde gerçekleşti. Devletin tepesindeki 3'üncü ismi Federal Almanya Meclis Başkanı Norbert Lammert'in ana konuşmacı olarak katıldığı Gelecek Forumu'nda "Was hält unser Gesellschaft zusammen?" (Toplumu birarada tutan nedir?) sorusuna cevaplar arandı.

 

Almanya'nın geleceği üst düzey bir devlet adamı tarafından bir kilisede aranmasının dikkat çektiği 6. Regensburg Gelecek Forumu'nda, Federal Almanya Meclis Başkanı Lammert, yaptığı zaman zaman dini motifli konuşmaları gözlerden kaçmadı. Konuşmasına başlarken, 6. Regensburg Gelecek Forumu'nun Minoriten Kilisesi'nde yapıldığını anlamlı bulduğu da söyleyen Lammert, kalabalık dinleyici kitlesi tarafından büyük bir ilgi ve beğeniyle dinlendiği gözlendi. Lammert'in muhafazakar Bavyera'da özellikle değerler üzerine yaptığı konuşmalar, birçok kez büyük alkışlarla kesildi.

 

Materyalist bir anlayışla iyice bencilleşen toplumun varlığından kaygılandığı anlaşılan Lammert, kültürel değerlerin toplumsal kaynaşmadan belirleyici olduğunu anlatmaya çalıştı. Kuşaktan kuşağa gelen geleneklerin önemine vurgu yapan Lammert, "Toplumu kaynaştıran ekonomi değildir. Hangi toplumda olursa olsun bir topluluğu bir arada tutan kültürdür. Eğer bu yoksa toplum ayrışmaya girer." dedi.

 

Sadece farklılığın olduğu bir toplmda zorluklar yaşanacağını söyleyen Lammert, "Benzeşmek mi, farklılık mı? Bence bu ikisi birbirinin alternatifi değil. Herkesin aynı zevki, düşüncesi olamaz, ama ortak noktalarımız olmadan da çözülmeye başlarız. Her topluluğun ortak değerleri olması gerekir" yorumunu yaparak muhafazakar bir düşünce tarzı sergiledi.

Norbert Lammert, Peter Aumer, Jens Henning-Billon, Regensburger Zukunftsforum Regensburger Zukunftsforum CSU'lu Almanya Milletvekili Peter Aumer (ortada) tarafından organize ediliyor.

Federal Almanya Meclis Başkanı Lammert, yaklaşık bir saat süren konuşmasından sonra, Jens Henning-Billon'un moderatörlüğünde Maschinenfabrik Reinhausen CEO'su Dr. Nicolas Maier-Scheubeck, Protestan Regensburg Piskoposu Dr. Hans-Martin Weiss, Caritas Regensburg Müdürü Bernhard Piendl ve "Zweites Leben" derneği sözcüsü Maria Dotzler ile birlikte açık oturuma katıldı. Almanya'da toplumu bir arada tutanın neyin olduğuna dair düşüncelerin tartışıldığı açık oturumda "güvenirlilik" ve "yardımlaşma" gibi değerler ön plana çıktı.

 

LAMMERT'İN MİNORİTEN KİLİSESİ'NDE YAPTIĞI KONUŞMASINA DESTEK YAĞIYOR 

 

Alman toplumuna Müslümanların da kendi değerleriyle katkıda bulunmasını isteyerek sıcak mesajlar gönderen Federal Almanya Meclis Başkanı Norbert Lammert'e müslümanlardan da büyük destek geldi.

 

Yapıcı konuşmasıyla kilisede yerlerini alan kalabalık topluluğun büyük beğenisini kazanan Dr. Lammert, CSU Regensburg Entegrasyon Sorumlusu Bora Ataman ve İslam Merkezi Basın Sözcüsü Abdelmadjid Bouguendourah'tan da övgüler aldı.

Abdelmadjid Bouguendourah, Norbert Lammert İslam Merkezi Basın Sözcüsü Abdelmadjid Bouguendourah

Program sonrası Türkiye ve Cezayir asıllı iki müslüman katılımcıyla özel konuşma yapan Lammert, Müslümanların kültürlerinden gelen değerleriyle ülkede yapacakları katkıların toplum için bir şans olduğunu söyledi.

 

Lammert'in konuşmasından memnun kalan Abdelmadjid Bouguendourah, Almanya'nın üst düzey devlet adamını sorumlu ve sağduyulu tavrından dolayı tebrik ettiğini söyleyerek şu açıklamayı yaptı:

 

"Alman devletinin bir numaralı ismi Cumhurbaşkanı Christian Wulff'dan sonra, üç numaralı ismi olan Meclis Başkanı Norbert Lammert'in de müslümanları kucaklayıcı açıklamalarda bulunması gelecek açısından önemli ve umut verici. Norbert Lammert, toplumun kaynaşması için olayın ne olduğunu gayet iyi bilerek açıklamalarda bulundu. Yardımlaşma ile topluluğun birleştiğini, bu değerin de dinden geldiğini anlattı. Güzel olan, bu anlamda Müslümanlardan da katkıda bulunmasını istemiş olması. Toplumu güzel noktaya getiren değerler İslamiyet'in temelinde var; aile kavramı, komşuluk ilişkisi, dayanışma, yardımlaşma kültürümüzün önemli bir parçası. Bunu Almanya Parlamentosu Başkanı da görmüş. Müslümanların güzel değerlerini yaşayarak Alman toplumuna faydalı olacağına inanıyorum." 

Bora Ataman, Norbert Lammert CSU Regensburg Entegrasyon Sorumlusu Bora Ataman

CSU Regensburg'un çiçeği burnunda entegrasyon sorumlusu Bora Ataman ise "mükemmel bir konuşma yaptı" dediği Lammert'e bazı tavsiye niteliğinde düşüncelerini aktardığını söyledi.

Ataman, yabancı medya ajanslarının, Alman Hükümeti'nde Entegrasyon Sorumlusu Bakan olarak görevlendirilen Maria Böhmer'in bir Alman olarak yabancıları yeterince anlayamayacağı eleştirileri geldiğini, dolayısıyla Almanya'da bu göreve yabancı kökenli birisinin gelmesinin daha mantıklı olacağı görüşüne katıldığını söyledi. Lammert'e, bu makama getirilecek kişinin yabancıların kültürünü ve ahlaki değerlerini yakından birisi olması gerektiğini de belirten Ataman, yabancı sayısının her geçen zaman hızla artmasından dolayı entegrasyon konusundaki projelerin geciktirilmemesini istedi. 

17.09.2011 

Emniyette üst düzey tepki: ‘‘Regensburg Emniyet Müdürlüğü sayısının ikiye indirilmesi emniyeti zor durumda bırakır’’

Gerhard Weber, Dr. Franz Rieger, Graf von und zu Lerchenfeld, Yilmaz Yildirim, Tanja Schweiger Minoriten Kilisesi'nde düzenlenen üst düzey katılımlı törende, davetliler arasında yer alan DİTİB Regensburg Başkanı Ercüment Baysal gelmezken, İslam Merkezi'ni temsilen 2. Başkan Yılmaz Yıldırım hazır bulundu.

 

  • Bavyera İçişleri Bakanı Joachim Herrmann, modernizasyonu için toplam 4,5 milyon Euro harcanan Dachauweg’deki Regensburg Emniyet Müdürlüğü Güney (PI Süd) binasının açılışını ve yeni emniyet müdürlerinin atanmasını yapmak üzere Regensburg’a geldi. Öncesinde Minoriten Kilisesi’nde bir konuşma yapan Bavyera İçişleri Bakanı, sonrasında dini ayinle yapılan binanın resmi açılışında dualar etti.

 

Regensburg’da sayısı üç olan Emniyet Müdürlüğü’nün tasarruf amaçlı ikiye indirilerek yeni yapılanmaya girilmesi ve emniyet müdürlerinin yeni atamalarının yapılması Minoriten Kilisesi’nde yapılan üst düzey katılımlı bir törenle kutlandı.

 

Münih’ten katılan Bavyera İçişleri Bakanı Joachin Herrmann, Oberpfalz Emniyet Genel Müdürü Rudolf Kraus ile birlikte Regensburg Emniyet Müdürlüğü Güney‘in (PI Süd) ve Regensburg Emniyet Müdürlüğü Kuzey‘in (PI Nord) yeni müdürlerini görevlerini resmen atarken, Emniyet Teşkilatı Personel Yönetim Kurulu Başkanı Michael Hinrichsen’in selamlama konuşması için geldiği kürsüde yaptığı eleştiriler törene damgasını vurdu.

Modernize olmuş Emniyet Müdürlüğü binası katolik ve protestan din önderlerinin vaaz ve dualarıyla açıldı

Hinrichsen, Jakobstor'daki Emniyet Müdürlüğü‘nün kapatılarak Minoritenweg‘deki Emniyet Müdürlüğü’ne bağlanması üzerine zaten yoğun olan emniyet personelinin ağır bir yükün altına sokulacağını söyleyerek eleştirilerde bulundu. Minoritenweg‘deki Emniyet Müdürlüğü’nün, kendi işleri dışında, haftada 500 kişinin problemleriyle meşgul olduğunu ifade eden Hinrichsen, yeni yapılanma sonrası emniyet güçlerinin asayiş konusunda istenilen düzeyde çalışamayacaklarını belirtti. Yeterince personel takviyesi yapılmadan iki emniyet müdürlüklerinin birleştirildiğini ifade eden üst düzey emniyet yetkilisi, eleştirilerini İçişleri Bakanı Herrmann’a yöneltmesi dikkat çekti.

Regensburg'un yeni emniyet müdürleri Wolfgang Mache ve Josef Schmid

Joachim Herrmann, Wolfgang Mache, Josef Schmid İçişleri Bakanı Herrmann, PI Regensburg Süd Emniyet Müdürü Mache’ye binanın sembolik anahtarını verdi. Foto: Polizeipräsidium Oberpfalz

Dört hafta önce Jakobstor’daki Emniyet Müdürlüğü’nün kapatılması üzerine, teşkilat yapısıyla birlikte yönetimde de yeni yapılanmaya girildi.

 

Tuna nehrinin güneyi tamamen Regensburg Emniyet Müdürlüğü Güney’e (PI Regensburg Süd) bağlanarak müdürlüğe Wolfgang Mache getirildi. Tuna nehrinin kuzey kısmına bakan Regensburg Emniyet Müdürlüğü Kuzey’in (PI Regensburg Nord) müdürlüğüne ise Josef Schmid atandı.

 

Jakobstor'daki 17. yüzyıldan kalma tarihi Emniyet Müdürlüğü binasının kapatılmasıyla edinilecek maddi tasarruf, Minoritenplatz'daki Emniyet Müdürlüğü’nün (PI Regensburg Süd) 4,5 milyon Euro tutan tadilat ve modernizasyon masrafları için kullanılacağı bildirildi. İki Emniyet Müdürlüğü’nün birleşmesiyle olağanüstü büyüyen Regensburg Emniyet Müdürlüğü Güney (PI Regensburg Süd), 158 memuruyla 55 km² alanda toplam 100 bin civarında halka hizmet verecek. 

09.08.2011

Kilise'nin AB'yi Hıristiyanlaştırma projesi "Domforum" sonunda kabuğunu kırdı

Frank-Walter Steinmeier, Dr. Gerhard Ludwig Müller, Domforum 27 ülkeli yeni AB’nin SOS vermesi, Kilise’nin stratejisini mi değiştirdi? Türkiye’nin AB üyeliğine destek vermesiyle billinen evanjelist Steinmeier'in davet edilmesi şaşkınlık yarattı..

 

  • Avrupa Birliği’ni Hıristiyan Kulübü yapma projesi olan Domforum’un ’’Avrupa’ya inanmak’’ (An Europa glauben) başlığı altındaki bu seneki organizasyonun konuşmacısı Almanya Parlamentosu SPD Grubu Başkanı Frank-Walter Steinmeier oldu. Almanya eski Dışişleri Bakanı'nın, katoliklerin önemli mabedlerinden Dom Katedrali’nde yaptığı 50 dakikalık konuşmada, büyük düşüşe geçen AB’nin geleceği hakkında karanlık bir tablo çizmesi dikkat çekti.

 

Katolik dünyasının önde gelen din adamlarından Regensburg Piskoposu Dr. Gerhard Ludwig Müller tarafından 2005 yılında hayata geçirilen Avrupa Birliği’nde Hıristiyan-Yahudi geleneğini hakim kılma projesi olan Domforum’un sekizinci organizasyonu "Kilise strateji mi değiştiriyor" sorusunu akıllara getirdi.

 

Daha öncesinde Regensburg Dom Katedrali St. Peter’de Almanya eski Başbakanı Helmut Kohl, Prag Başpiskoposu Kardinal Miloslav Vlk, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun son prensi Dr. Otto von Habsburg, Madrid Başpiskoposu Kardinal Antonıo Maria Rouco Varela, Bavyera Eyaleti eski Başbakanı Edmund Stoiber, Budapeşte Başpiskoposu Kardinal Peter Erdö ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Prof. Hans-Gerd Pöttering gibi katıksız muhafazakar katolikler konuşmacı olarak katılırken, ilk defa soyaldemokrat ve protestan inançlı bir siyasetçi olan Almanya eski Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’in konuşmacı olarak davet edilmesi ile Domforum’un katılımcı profili açısından bir ilk yaşanmış oldu.

 

"An Europa glauben" (Avrupa’ya inanmmak) başlığı altında sekizincisi 21 Temmuz akşamı gerçekleştirilen Domforum’da da Avrupa Birliği’nin düştüğü siyasi ve ekonomik kriz kendisini hissettirdi. Daha önceki organizasyonlarda kendine güvenen bir Avrupa’da Hıristiyanlığın hakimiyeti söz konusuyken, son organizasyonda çatırdayan Avrupa’da Hıristiyanlığın kurtarıcı olması gerekliliğine vurgu yapıldı. Daha önceki forumlarda AB’nin Hıristiyan Kulübü olması anlamında Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkan konuşmalar sahne bulmuşken, bu defa  Türkiye’nin AB sürecini destekleyen ve ılıman görüşleriyle bilinen Türk dostu bir siyasetçinin gelmesi Türkiye açısından anlamlı gözüktü. Kilise tarafında Steinmeier'in seçilme sebebi olarak baskın olan görüş daha çok, "Almanya’da yapılacak bir sonraki seçimlerde Steinmeier başbakan olacağı için çağrıldı" şeklinde öne çıktı.

Frank-Walter Steinmeier, Domforum, Domspatzen Kilise'nin Avrupa'ya yön verme projesi Domforum'da konuştu: "AB geçmişte hep elitlerin projesiydi. Şimdi AB’ye elitlerin dahi ilgisi kalmadı"

Steinmeier: "Avrupa’nın tekrar tehlikeye gireceğini politik hayatımda hiç düşünmemiştim"

 

Avrupa Birliği’ni sarsan güncel siyasi ve ekonomik kriz, Domforum’da da etkisini gösterdi. Steinmeier‘in, "Biz burada (Avrupa Birliği’nin geleceği için) toplanmışken, Brüksel’de 27 ülke başkanı Avrupa’nın geleceğini konuşuyorlar" şeklinde konuşması, Avrupa Birliği’nin düştüğü acziyeti de anlatır nitelikteydi.

 

Politik hayatında Avrupa Birliği’nin bu ölçüde tehlikeye gireceğini hiç düşünemediğini belirten Almanya eski Dışişleri Bakanı, farklı güçlerin doğduğunu, Avrupa’nın artık dünyanın merkezi olmadığı acı gerçeğini dile getirdi. "Avrupa küllere mi gömülüyor?" diye soran Steinmeier, Almanya’da dahi Birliğe olan güvensizliğin büyük oranda artış gösterdiğini söyledi. Avrupa Birliği’nin elitlerin bir projesi olduğunu söyleyen Steinmeier, sözlerini şöyle tamamladı: "Kötümser olmak istemiyorum, ama bugün elitlerin bile Avrupa’ya ilgisi yok"

 

Avrupa’daki moral çöküşünün kaynağını soran Steinmeier, bu noktada Kilise’nin merkezi bir rolü bulunduğunu ifade etti. Avrupa’nın sağa kaydığını vurgulayan Steinmeier, Kilise’den tolerans, inaçlara saygı ve çoğulculuk konusunda dünyaya açık fikirler üretip model olmasını istedi.

Gloria von Thurn und Taxis, Domforum Papa'nın sadık dostu: Gloria von Thurn und Taxis.

Regensburg’un dünyaca ünlü Domspatzen çocuk müzik korosunun okuduğu ilahiler ile başlayan Domforum’da, Regensburg Piskoposu Dr. Gerhard Ludwig Müller açılış ve kapanış konuşmasını yaparak, bir protestan olarak katolik mabedinde konuşma yaptığı için Steinmeier’e teşekkürlerini iletti. 

 

Domforum’a Regensburg 3. Belediye Başkanı Joachim Wolbergs, SPD Regensburg Meclis Grubu Başkanı Norbert Hartl gibi SPD’nin Regensburg'daki önemli isimleri tam takım hazır bulunurken, Kilise’nin bu önemli organizasyonuna Hıristiyan Sosyal Birlik’ten (CSU) sadece Bernadette Dechant’ın gelmesi dikkat çekti. Katılımcılar arasında en dikkat çekeni ise Papa'nn sadık dostlarından Prenses Gloria von Thurn und Taxis’in teşrifleri oldu.

22.07.2011 

"Gehört die Türkei in die EU?" - Podiumsdiskussion um einen Beitrittskandidaten

Foto: Salih Altuner

[Pressebericht der "Junges Europa e.V."]

"Diese Türkei wird nicht in diese EU kommen. Beide Seiten müssen aufeinander zugehen." Das war eines der Abschlussstatements der Poduimsdiskussion "Gehört die Türkei in die EU? Diskussion um einen Beitrittskandidaten", die am 23. Juni im H3 der Universität Regensburg stattfand. Der Verein "Junges Europa" organisierte diesen Vortrag und sprach damit rund 200 interessierte Zuhörer an, die sich ein differenziertes Bild über eines der Kernthemen des europäischen Integrationsprozesses machen wollten - fernab von einem schwarz-weiß-Denken und Vorurteilen.

Den geladenen Gästen aus Politik, Medien und Kultur gelang es, die Thematik mit all ihren Facetten und in ihrer Komplexität darzustellen: Ismail Ertug (SPD) sprach als Abgeordneter im Europäischen Parlament für die Sichtweise der EU und betonte dabei vor allem die positive Aspekte, die ein Beitritt mit sich bringen würde, verwies aber auch auf die Verantwortung seitens der EU: "Diese Region ist unser Nachbar. Wir sind als europäische Union dazu verpflichtet, als Vermittler tätig zu sein und für Stabilität zu sorgen." Jörg Dehnert, Projektleiter-Türkei der Friedrich-Naumann-Stiftung, konnte ein sehr detailliertes Bild der Lage vor Ort liefern und somit auch die Schwächen im politischen System der Türkei entlarven: "Da ist einiges, was den Rechtstaat und die Demokratie anbelangt, nicht ganz im Reinen." Ece Öztürk Cil, die Generalkonsulin der Türkei in Nürnberg, lobte hingegen die positive Entwicklungen und Reformen, die ihr Land schon gemacht hat: "Das ist die richtige Richtung der Türkei. Jede Welle der Erweiterung war nicht einfach." Christian Feiland, der in der Türkei Fernsehbeiträge für das deutsche und österreichische Fernsehen produziert, kennt die Vorurteile, die sowohl in Deutschland, als auch in der Türkei, über den jeweils anderen gepflegt werden: "Ich als Vertreter dieser Branche gebe auch den Medien die Schuld für das falsche Bild. Es geht oft darum, Klischees zu bedienen."

Dem Moderator, Jochen Zellner von der Europäischen Akademie Bayern, gelang es, die divergierenden Meinungen der Diskussionsteilnehmer geschickt zu koordinieren und gegenüberzustellen. Auch das Publikum schaltete sich abschließend begeistert in die Diskussion mit ein.

Der Verein "Junges Europa" lädt seit seiner Gründung 1999 jedes Semester zu interessanten Vorträgen und Diskussionsrunden ein. Weitere Informationen zu unserem Verein und über unser Programm findet man unter
www.jungeseuropa.de

 

Wochenblatt: "BİZİM TÜRKLER MUHTEŞEM"

UNSERE TÜRKEN SIND TOP

In Regensburg lebende Türken sind offenbar ein Vorbild für viele ihrer Landsleute hier in Deutschland. Immerhin wurde von vergangenen Wochenende mit Mustafa Kabakci ein früherer Regensburger Lehrer für die Partei des Ministerpräsidenten Erdogan ins Parlament in Ankara gewählt. Kabakci hat vor Jahrzehnten an der Gerhardinger-Schule türkische Schüler unterrichtet. "Er hat mir in einem Telefongespräch gesagt, dass er auch die Türken in Regensburg im Parlament in Ankara vertreten wird" erzählt mir der Regensburger Journalist Salih Altuner. "Ich finde toll, dass er nach so vielen Jahren noch immer eine Bindung zu Regensburg hat", so Altuner weiter. Stolz sind die Regensburger Türken auf ihre Landsleute, die es zu etwas gebracht haben: Kabakci ist ein weiterer Vertreter unserer türkischstämmigen Mitbürger.

Christian Eckl, Wochenblatt, 22.06.2011

Rekor bir oyla TBMM'ye milletvekili seçilen Kabakçı Hoca'dan vefa örneği: "Regensburg'daki Türkleri de temsil edeceğim"

Regensburg'un eski Türkçe öğretmeni milletvekili oldu.

1981-1987 yılları arasında Regensburg'da Türkçe öğretmenliği yaparak yüzlerce Regensburglu Türk çocuğunu yetiştirip büyük iz bırakan "Kabakçı Hoca", sekizinci sıradan aday olduğu Konya'dan ikinci kez seçilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) milletvekili olarak girdi.

Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile aynı seçim bölgesinden giren Mustafa Kabaklı, yaptığı aktif çalışmalarla Ak Parti'nin yüzde 70'lik bir oy oranı almasında önemli katkı sağladı. AK Parti, Türkiye genelinde en yüksek oy oranıyla başarı sağladığı Konya'dan milletvekili seçilen Kabakçı Hoca'nın, yeni hükümette partisinde yurtdışında yaşayan Türkler'le ilgili görev alması da bekleniyor.


"Regensburg ile gönül bağım var; oradaki Türkler'in de temsilcisi olarak Parlamentoda bulunacağım"

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin yakın bir zamanda kurduğu ve yurdışında yaşayan Türkler'in meseleleri ile ilgilenen Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile yakın temasta bulunarak çalışmalar yürüttüğünü belirten Kabakçı Hoca, Ak Parti'nin üçüncü kez tek başına iktidara gelmesiyle, yurtdışında bulunan Türkler'in devleti arkalarında daha fazla hissedilir düzeyde bulabileceklerini belirtti. Regensburg için "Hala unutamadım" diyen Kabakçı Hoca, "Regensburglu Türkler'in de temsilcisi olacağım" diyerek vefakar bir örnek sergiledi. İsimleri hala aklında bulunan ve unutamadığı tüm öğrencilerine, aile dostlarına ve sevdiklerine Regensburg Haber aracılığıyla selamlarını ve sevgilerini gönderen Kabakçı Hoca, en yakın bir zamanda tüm tanıdıklarıyla buluşma dileğinde bulundu.

Eski öğrencileri de Kabakçı Hoca'yı unutmadı

 

Regensburg'un en popüler hocası olarak hafızalardan 14 yıl geçmesine rağmen hiç unutulmayan Kabakçı Hoca'ya eski öğrencilerinden de tebrik mesajlarının geldiği öğrenildi. Kabakçı Hoca, yaptığımız telefon görüşmesinde; eski öğrencilerinin düzenleyeceği bir programla Regensburg'a tekrar gelerek hasret gidereceği müjdesini da ayrıca verdi.

 

Hem eğitimci hem de yazar

 

Konya Ticaret Odası Meclis Başkanı da olan 57 yaşındaki Mustafa Kabakçı'nın Konya’nın Geleceğine Vizyoner Bir Bakış ve 40 bin baskılı Cennet Kuşu Televizyon adında televizyonun kontrollü kullanımı ile ilgili yayınlanmış biri eğitim olmak üzere iki kitabı var. Kabakçı Hoca'nın çeşitli dergilerde de ayrıca makaleleri yayınlanıyor.

 

Regensburg Bölgesi Türkler'i her alandaki başarılarıyla Almanya'ya örnek

 

Uluslararası iş piyasasında üst düzey şirket yöneticiliği yapan Hakan Ali ve geçmişinde sayısız şampiyonluklar bulunduran 19 yaşındaki Almanya şampiyonu milli sporcumuz Yasin Yüksel gibi değerler çıkaran Regensburg Türkleri'nin siyasette de çeşitli parlamentolarda üst düzey temsilcileri bulunuyor.

Avrupa Birliği Parlamentosu'na Almanya'dan giren tek Türk asıllı milletvekili İsmail Ertuğ, Hessen Eyaleti Parlamentosu'na giren ilk Türk asıllı milletvekili İsmail Tipi yanısıra Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Mustafa Kabakçı göze çarpan isimler. Regensburg Belediye Encümeni Haritun Sarik (Şahin) ve Schwandorf Belediye Encümeni Ferdi Eraslan ise yerel düzeyde siyaset yapan Türk asıllı siyasilerimizden.

15.06.2011 

Regensburg'un Ankara çıkarması - 3

Norbert Hartl, Gerhard Weber, Melih Gökcek Regensburg Heyeti Melih Gökçek'i makamında ziyaret etti. Foto: Salih Altuner

Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin 25 katlı ihtişamlı yeni binasında...

En üstte, terasta Ankara'nın genel manzarası izlenildi, hatıra fotoğrafları çekildi...

Şimdi iniş zamanı... Asansörde Almanya'nın muhtelif şehirlerden gelen belediye başkanları ve temsilcileri...

8 kişilik asansörlerin birinde Regensburglular çoğunlukta; Regensburg Belediyesi 2. Başkanı Gerhard Weber (CSU) ve Regensburg SPD Meclis Grubu Başkanı Norbert Hartl ile birlikte üç kişiyiz...

Norbert Hartl, neredeyse her konuda üstlerde oynadığını gördüğü Ankara'nın büyüsüne öylesine kapılmış olacaktı ki, sonunda dayanamayıp bir soru soracaktı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'e...

Çıkışımızda Gehard Weber'in de, "Böyle soru sorulmaz ki; yaptığın hiç de diplomatik değildi" diye defalarca Norbert Hartl'a takılmasına sebep olacak kadar beklenmedik bir soru... 18 yıllık Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek'in belki de hic karşılaşmadığı, cevabını da veremediği öylesine bir soruydu bu:

"Ankara'nın ismi neden futbolda yok?"

15.05.2011 

Regensburg'un Ankara çıkarması - 2

Norbert Hartl, Ankara Tecrübeli politikacının uyanık seyyar esnaf ile "en iyi satışı ben yaparım" iddialaşması. Foto: Salih Altuner

 

1978 yılından beri Regensburg Belediye Meclisi Üyesi (Stadtrat); en eskilerden, o bir duayen...

Uzun yıllar önce Türkiye'ye giderek, ülkeyi karış karış gezmiş...

25 yıllık bir aradan sonra tekrar geldiği Türkiye'de sanki hasret giderir gibiydi...

Seyahat boyunca çok eğlendiği görülen SPD Regensburg Meclis Grubu Başkanı Norbert Hartl, pazarda halk arasına da karışarak ve yakınlaşarak müthiş bir diyalog kurdu...

Sevecen ve neşeli tavırlarıyla, espirili özellikleriyle pazar halkından tam puan aldı...

Pazardan ayrılmadan önce bir de arkadaş buldu ki, çok sevdiğini belirtecekti sonrasında; kendisi kadar açık ve espirili olan seyyar manav Alican'dı o kişi...

11.05.2011 

Regensburg'un Ankara çıkarması - 1

Gerhard Weber Ulus Samanpazarı'na sürpriz ziyaretçiler var. Foto: Salih Altuner


Ankara'da...
Ulus semtinde...
Bir cumartesi öğleni; dün...

Çevresi gecekonduyla çevrili bir pazar yeri burası...

 

 

08.05.2011

Almanya İçişleri Bakanı Friedrich’ten müslümanlara zeytin dalı

Hans-Peter Friedrich, Hans Schaidinger, Peter Aumer, Brigitta Brunner Ortaçağ Avrupası'nın kritik toplantılarına tanık İmparatorluk Salonu'nda büyük buluşma. Foto: Salih Altuner


 

Alman İslam Konferansı (Deutsche Islam Konferenz) kapsamı altında hayata geçirilen ‘‘Regensburg Din Konuşması’’nın ikincisi ‘‘Dini çeşitlilik ve toplumsal dayanışma’’ başlığı altında Almanya’nın yeni İçişleri Bakanı Dr. Hans-Peter Friedrich’in katılımıyla gerçekleşti. Aralarında Almanya İslam Konseyi Başkanı Ali Kızılkaya ve DİTİB Dinlerarası Diyalog Müdürü Bekir Alboğa’nın da bulunduğu programda çeşitli dini cemaatlerden, bilim adamlarından, siyaset ve ekonomi dünyasından 150 civarında seçkin davetli katıldı.

Regensburg Büyükşehir Belediyesi ve Regensburg Üniversitesi’nin ortak organizasyonu ile Federal Göçmen ve Mülteci Dairesi’nin (Bundesamt für Migration und Flüchtlinge) desteğiyle gerçekleştirilen Regensburg Dini Konuşmaları’nda İçişleri Bakanı Dr. Friedrich’in açıklamaları müslüman katılımcılar arasında farklı yorumlara sebep oldu.

Ali Kizilkaya, Regensburg, İslam Konferansı İslam Konseyi Başkanı Ali Kızılkaya sert konuştu. Foto: Salih Altuner

Bekir Alboğa, -müslümanların kritik bir dönemden geçmesi sebebiyle- gazetecilerin ısrarlı sorularını cevapsız bırakırken, Ali Kızılkaya da müslümanları dışlayıcı bulduğu Almanya İçişleri Bakanı’na ağır eleştirilerde bulundu. Açılış konuşmasında okuduğu metinde oldukça ılımlı mesajlar verdiği gözlenen Dr. Friedrich’in daha sonra aralarında müslüman din adamının bulunmadığı din adamlarıyla birlikte katıldığı açık oturumda yaptığı konuşması, Kızılkaya tarafından, ’’İlk konuşmasını hazırlanan yazılı metinden okumuştu, ikinci konuşmasında gerçek yüzü ortaya çıktı’’ şeklinde yorumlandı.

İçişleri Bakanı’nın müslümanları hala dışlayıcı tavır içerisinde bulunduğunu gösterdiğini değerlendirmesi kimi katılımcılar tarafından destek görürken, İçişleri Bakanı’nın konuşmasını önceki açıklamalarına karşın provaktif söylemlerden kaçınarak müslümanların gönlünü almak istediği şeklinde yorumlayanlar da oldu.


"Almanya inançlara saygılı bir ülke"

Göreve geldiğinden beri verdiği demeçlerle Almanya'da yaşayan müslümanların tepkisini çeken Dr. Friedrich, Regensburg’da yaptığı konuşmada müslümanlara bu defa ılımlı mesajlar verdi.

Almanya’nın çağdaş ve nötr bir devlet olduğunu konuşmasında altını çizen Dr. Friedrich, laiklik sayesinde ulke insanlarının inaçlarını ya da inançsızlıklarını serbestçe yaşayabildiklerini söyledi. ‘‘Almanya inançlara saygılı bir ülkedir’’ diyen Dr. Friedrich, toplumun da farklı inançlara tolerans göstermesinin gerekliliğine dikkat çekti.

Dini özgürlüklerin sınırsız olmadığını söyleme gerekliliğini de duyan Bakan, laiklik konusunda iki uç örneği olan İskandinav ülkeleri ve Fransa’yı örnek vererek, Almanya’nın laiklik anlayışının farklı olduğu görüşünde bulundu.

Entegrasyon konusu üzerine de ayrı bir paragraf açan İçişleri Bakanı, Almanya’da dini çeşitliliğin artması sebebiyle bu konunun devletin öncelikli gündemi olacağını söyledi. ’’Entegrasyon ancak dini grupların yardımıyla mümkün’’ diyen Dr. Friedrich, Alman İslam Konferansı’nın da bu anlamda uzun vadeli bir proje olduğunu söyleyerek, kendi döneminde de konferansın devam edeceğinin işaretlerini verdi.

Friedrich, Alman İslam Konferansı'nın amaçları arasında Almanca İslam din dersleri uygulamasını başlatmak ve bu din derslerini verecek öğretmenlerin yetiştirilmesinin de olduğunu ayrıca belirtti.


Fotoğraftakiler (soldan sağa):

- Hans-Peter Friedrich, Federal Almanya İçişleri Bakanı
- Hans Schaidinger, Regensburg Büyükşehir Belediye Başkanı
- Peter Aumer, Federal Almanya Parlamentosu Regensburg Milletvekili
- Brigitta Brunner, Oberpfalz Valisi

                                                                                                  15.04.2011

Bavyera Eyaleti liderliğinde AB'de yeni bir güç doğuyor: Tuna Birliği

Emilia Müller, Jürgen Jerger Bavyera Avrupa Bakanı Emilia Müller ve Südost Institut Başkanı Prof. Jürgen Jerger. Foto: Salih Altuner

Merkezi Regensburg’da bulunan Doğu Avrupa ve Balkan Ülkelerini Bilimsel Araştırma kurumu Südost Institut’un (Güneydoğu Enstitüsü) düzenlediği Regensburg Konuşmaları’nın son konuğu Bavyera Eyaleti Avrupa Bakanı Emilia Müller, AB’nin yeni geliştirdiği önemli bir projesi hakkında son bilgileri verdi. AB’nin yeni projesi Tuna Stratejisi üzerine durum değerlendirmesi yapan CSU’lu Bakan, ’’Tuna Bölgesi’nde Bavyera - Avrupa’nın Entegrasyonunda Motor’’ başlığında bir konuşma yaptı. Emilia Müller, Bavyera Eyaleti önderliğinde Doğu Avrupa’yla ekonomi, eğitim ve kültürel boyutta hazırlanan büyük projelerle önemli potansiyellerin değerlendirileceğini söyledi. Bunun için AB’nin çeşitli teşvik programlarından büyük bir bütçenin ayrılacağını ifade eden Emilia Müller, akademik düzeyde bütün örgütleri birlikte çalışmaya davet etti.

 

Tuna Birliği’nde Bosna Hersek, Kosova ve Karadağ gibi müslüman yoğunluklu ülkeler var

 

İçinde Türkiye’nin olmayacağı yeni stratejik birlikte, Tuna nehrinin geçmediği Çek Cumhuriyeti gibi bazı Doğu Avrupa ülkeleri de dahil edildi. Bavyera Eyaleti’nin Tuna Stratejisi’nde motor rolünde olacağını ilan eden Emilia Müller, Regensburg kentinin de konumu ve tecrübesi itibariyle bu stratejide köprü rolünde olacağını söyledi. Regensburg Üniversitesi’nde Macar Kürsüsü’nden sonra Hırvat, Slovakya ve Romanya kürsülerinin de kurulacağını belirten Müller, bunun için Regensburg Üniversitesi rektörüyle yakın temaslarda bulunduğunu belirtti. Ekonomik ve bilimsel birlikteliğin yanısıra, bölgedeki çeşitli kültürleri yakınlaştıracak olan AB’nin yeni stratejisine karşı Türkiye’nin nasıl bir hamle yapacağı merak edilirken, ilerleyen zamanda dış politika stratejistleri arasında bu yeni proje yoğun tartışma konusu olacaği benziyor.

 

http://www.abvizyonu.com/guncel/bavyera-eyaleti-baskanliginda-tuna-birligi-kuruluyor-salih-altuner-regensburg.html

30.03.2011 

Geri sayım başladı: Regensburg Almanya’nın 2012 yılı ‘Bilim Kenti’ olacak mı?

250 bin Euro‘luk ödül sahibini bekliyor...

Almanya’da 7’ncisi verilecek olan ‘‘Stadt der Wissenschaft 2012’’ (Bilim Kenti) ödülünde Lübeck ve Halle şehirleriyle birlikte finale kalan Regensburg’da geri sayım başladı. Salı günü Mainz kentinde düzenlenecek büyük bir törenle verilecek olan ödül için kentin önde gelen siyasileri, bilim ve iş adamları büyük onurun Regensburg’a verilmesi için ortaklaşa çalışma yürütüyorlar. Bilim ve iş dünyasında yenilikçiliğin ve gelişimin önemli kriterler arasında görülerek verilecek kararda, 250 bin Euro’luk ‘Bilim Kenti 2012’ ödülünde Regensburg’un şansının yüksek olduğu belirtiliyor. Birçok kentin da iştihını kabartan ‘Bilim Kenti’ ünvanı şimdiye kadar şu kentlere verildi: Bremen_Bremerhaven (2005), Dresden (2006), Braunschweig (2007), Jena (2008), Oldenburg (2009), Mainz (2011).

Final törenine bir hafta kala internete destekleyici imaj filmi verildi

Regensburg’un ‘Bilim Kenti’ dilekçesine destek amaçlı 4,5 dakikalık bir imaj filmin hazırlandığı Regensburg Büyükşehir Belediyesi tarafından bildirildi. Filmde, 20 sene sonra bilim kadını olmak isteyen 10 yaşındaki kız çocuğu Melanie’nin Orta Çağ’ın ünlü astronomu Regensburglu Johannes Kepler ile birlikte Regensburg’un bilim ve iş dünyasında gezintiye çıkmasını konu alıyor. Almanya’da son yılların parlayan yıldızı Regensburg’un ‘Bilim Kenti’ ünvanını kazanması, kentin pozitif tanıtımına büyük katkı sağlayarak bilhassa iş piyasasında hareketlilik getirecek.

Video: http://www.regensburg.de/s​tadt-der-wissenschaft/

23.03.2011 

Papa 16. Benedikt‘e hemşerileri de sırtını döndü

Kilise'den rekor kaçış... Foto: Salih Altuner

 

Bavyera Eyaleti’nde 2010 yılı Kilise çıkışlarını sadece Regensburg Piskoposluğu ilan etmemişti. Eyalette rekor bir artışla 65 bin sayısına çıkan çıkışlar, Almanya’nın en önemli piskoposluğu olan Regensburg’da da rekor sayıda arttığı ortaya çıktı. Katolik dünyasını şaşırtacak istatistikte, Papa’nın memleketi Regensburg'da 2010 yılında 923 kişi olmak üzere, Regensburg Piskoposluğu genelinde 6 binin üzerinde katoliğin Kilise’den ayrıldığı bildirildi.

03.03.2011

Papa'ya hemşeri şoku: http://euro.zaman.com.tr/euro/newsDetail_getNewsById.action?newsId=53494 

İsmail Ertuğ, Türkiye karşıtlığına sonunda isyan etti: İkiyüzlülüğü bırakın

ismail ertug Avrupa Parlamentosu'nda Türkiye karşıtlığına karşı Regensburg'un güçlü sesi: İsmail Ertuğ

Brüksel'e SPD'nin Regensburg kontenjanından giren Avrupa Parlamentosu Almanya Milletvekili İsmail Ertuğ, Avrupa Birliği içinde Türkiye’ye karşı sürdürülen dışlamacı politikalara sert tepki gösterdi. Perşembe günü Avrupa Birliği Parlamentosu’nun Dışişleri Komisyonun’da oylamaya sunulan Türkiye İlerleme Raporu’nun hemen sonrasında bir basın bildirisi yayınlayan İsmail Ertuğ, Türkiye’nin AB üyeligi sürecinde yapılan tartışmaların samimice yürütülmesi talebinde bulundu.

Komisyonda Hıristiyan Demokratlarla sert tartışmalara giren Almanya’nın Avrupa Parlamentosu'ndaki tek Türk asıllı milletvekili İsmail Ertuğ’un basın bildirisinde de kullandığı alışılmışın dışında sert üslubu dikkat çekti. Türkiye‘ye karşı yürütülen çifte standart uygulamalara isyan etme noktasına gelen İsmail Ertuğ, basın bildirisinde ‘‘İkiyüzlülük son bulmalı!’’ başlığını kullanarak, Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu’nun Türkiye İlerleme Raporu oylama sonucuna eleştirilerde bulundu. Yargı ve anayasa başlıklarının açılmamasını da yanlış bulduğunu ayrıca belirten Ertuğ, Türkiye’nin 1996 yılından beri Gümrük Birliği’ne üye ülke olmasına rağmen Türk insanına haksız vize uygulanmasını da gündeme getirdi.


Erdoğan‘ın Yakındoğu diplomasisini Merkel‘e örnek gösterdi

Geçtiğimiz haftalarda bazı Arap ülkelerini sallayan isyan hareketlerine de değinen sosyaldemokrat siyasetçi, Türkiye’nin bu süreçte dış politikadaki somut tutumundan övgüyle bahsetti. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in pasif duruşuna karşı, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bölgedeki demokrasinin gelişmesi hususunda göstermiş olduğu aktif girişimlerini öven İsmail Ertuğ, Türkiye’nin bölgedeki ağırlığını koymasıyla ‘‘Yakındoğu’da uzun vadede tek arabulucu ülke’’ konumuna geldiğini belirtti. İsmail Ertuğ, Türkiye’nin, çoğunluğu müslümanlardan oluşan bir ülkenin de çağdaş demokrasiyi uygulayabileceğini göstermesi açısından bölge ülkelerine model olduğu görüşünde bulundu.

http://www.abvizyonu.com/ab/avrupa-parlamentosu-milletvekili-ismail-ertug-conunda-isyan-etti.html

17.02.2011 

CSU'da endişe veren iddia: Aşırı sağ, partiyi ele geçirmek üzere

Konrad Brenninger Hıristiyan Sosyal Birlği'nde (CSU) kılıçlar çekildi. Foto: Salih Altuner

Irkçı olmakla suçlanan Thomas Fürst'ün Aralık 2007'de partiden ihraç edilmesiyle başlayan CSU'nun Regensburg teşkilatı içerisindeki kavga durmak bilmiyor.

Thomas Fürst'ün giderayak yeni bir parti kurması akabinde yandaşlarını da eski partisinde kadrolaşma girişimi etkisini göstermeye devam ediyor.

Kovulduğu eski partisinin kalesini içeriden fethettiği belirtilen Thomas Fürst‘ün, Regensburg'un neredeyse bütün semtlerinin parti başkanligina yakınlarını getirttiği yorumları ayyuka çıktı.

Regensburg'da oluşan yeni gücün, Regensburg Büyükşehir Belediye Başkanı ve üst düzey kadrosunu kara kara düşündürdüğü, bu durumdan CSU'nun Bavyera Eyaleti teşkilatının da endişeye girdiği gelen bilgiler arasında.

Regensburg Büyükşehir Belediyesi'nin geçtiğimiz cumartesi akşamı en önemli semtinde yapılan Altstadt parti başkanı seçiminde Schaidinger’in desteklediği adayın 18 oya karşı 63 oyla tarihi bir yenilgiyle boyun eğmesi şok etkisi yarattı.

Partiyi ırkçı olduğu bildirilen Fürst'ün yakın arkadaşları tarafından ele geçirildiği iddiası, CSU'da birçok taşları yerinden oynatacağı ve gelecek zamanda büyük bir depremin yaşanacağı bekleniyor.

 

DR. BRENNINGER'İN OLAY KONUŞMASI TANSİYONU YÜKSELTTİ

Thomas Fürst’e yakın olan partililerin Regensburg-Altstadt için başkan adayı olan Tobias Fritz karşısında tek aday olarak çıkan hukuk doktoru Konrad Brenninger’in seçim öncesi kürsüde yaptığı konuşma sesli protestolara sebep oldu.

Regensburg Büyükşehir Belediye Başkanı Hans Schaidinger’in adayı olarak bilinen Dr. Brenninger’in partiden ayrılan Thomas Fürst’ün yakınlarını parti içerisine soktuğunu belirterek, ‘‘Fürst’ün yakınlarındaki insanların odalarında Hitler partisinin bayrakları vardı. Hitler zamanında olduğu gibi yabancıların gaz odalarında katledilmeleri gerektiği söyleniyordu’’ sözleri büyük tepki aldı.

Faaliyet raporlarında gururla belirtilen Altstadt parti teşkilatına rekor üye kazandırma sayısının manipülasyondan ibaret olduğunu söylemesi üzerine partililerin sabrını taşıran Dr. Brenninger’e salondan sözlü sataşmaların geldiği gözlendi.

Regensburg şehir merkezinde oturumu olmayıp Schwandorf, Lappersdorf gibi yerlerden üyelerin kayıtları yaptırılarak üye sayısında sahtekarlığa gidildiğini belirten Dr. Brenninger’in illegal üye olan partililerin isimlerini saymaya girişmesi engellendi. Dr. Brenninger’e daha sonra yapılan konuşmada iddialarının ispatı için parti disiplinine neden hiç başvuruda bulunmadığı sorusu soruldu.


CSU’LU ATAMAN: ‘‘OK YAYDAN ÇIKTI, BÜYÜK OLAYLAR YAŞANACAK’’

Thomas Fürst’ün Aralık 2007’de CSU’dan ayrılması sonrası, 2008 yılının hemen başında Fürst’ün talebi doğrultusunda kendisinin CSU’ya girdğini söyleyen Bora Ataman (36), felaket senaryolarında bulundu.

Bavyera Eyaleti Avrupa Bakanı Emilia Müller’in 8 kişilik çalışma grubunda bulunan ve ayrılıkçı Fürst Grubu'na olan yakınlığıyla bilinen Bora Ataman, CSU’nun Regensburg’daki ayrılıkçı hareketin Münih’e ve Nürnberg’e de sıçrayarak tüm Bavyera’yı etkisi altına alacağı değerlendirmesinde bulundu.

Bora Ataman, ‘‘Film Regensburg’da oynanıyor. Kimse Fürst’ü durduramaz artık. Tüm parti alt teşkilatlarını ele geçirdiler, her yere yayıldılar’’ diyerek CSU’nun içinde kıyametin yakın bir zamanda kopacağını belirtti.

CSU’nun parti içerisindeki kadrolarla birlikte Regensburg Belediyesi’ndeki kritik yöneticilerin de değişeceğini ifade eden Bora Ataman’ın CSU ile ilgili kehanetleri gerçekleşir mi bilinmez. Ama CSU içerisinde dört yıldan beri devam eden parti içerisindeki büyüyen kavgaların sadece Belediye Başkanı Schaidinger’in değil, Eyalet Başbakanı Seehofer’in de başını ağrıtacağa benziyor.

15.02.2011

Dom Katedrali ve Yakushi-ji Tapınağı ile Almanya-Japonya dostluğunun 150. yıldönümü kutlandı

Hans Schaidinger, Hartmut Koschyk, Takahiro Shinyo İki dünya gücünün dini sembollerle kültürel yakınlaşması. Fotoğraflar: Salih Altuner


 

Almanya ile Japonya’nın yapılan ticari ve kültürel bir anlaşmayla 150 yıl önce resmen başlattıkları diplomatik ilişkinin yıldönümü ilginç bir törenle kutlandı. Avrupa’nın ve Asya’nın iki lider ülkesi, dostluk yıldönümlerini kendi ülkelerindeki kültürlerinin iki önemli yapısıyla iki dilli çıkardıkları ortaklaşa pullarla ölümsüzleştirdiler. Almanya Maliye Bakanlığı’nca hazırlanan pullarda Almanya’yı temsilen Regensburg’da 13. yüzyıldan beri kentin meydanında bulunan Bavyera Eyaleti’nin tek gotik mimarlı mabedi Dom Katedrali seçilirken, Japonya tarafı da Nara kentinde 8. yüzyılda yapılan ibadethanesi Yakushi-ji Tapınağı’nı pullarda sergilemeyi uygun gördü. Almanya’da tüm postahanelerde 3 Şubat’tan beri Alman-Japon ortak pullar satışa sunulmaya başlandı. 46 milyon tane basılan Regensburg Dom Katedrali 75 Cent’lik yurtdışı standart pullarında, 6 milyon tane basılan Yakushi-ji Tapınağı da 55 Cent’lik yurtiçi pullarında resmediliyor.

Bavyera Krallığı'nın posta arabasıyla gezinti.

Almanya’nın Japonya Büyükelçisi’ne sürpriz karşılama töreni

İki ülkenin ortak pullarının sergileme törenine katılmak için Tokyo’dan özel olarak gelen Japonya’nın Almanya Büyükelçisi’ni Regensburg’da sürpriz bir karşılama töreni bekledi. Regensburg Büyükşehir Belediye Başkanı Hans Schaidinger ve Almanya Maliye Bakanı Müsteşarı Hartmut Koschyk tarafından Dom Meydanı’nda Bavyera Krallığı’ndan kalma 170 yıllık özel kıyafetli postacılarla birlikte çalınan geleneksel enstrümanlarla karşılanan Büyükelçi, daha sonra postahane müzesinden getirilen tarihi faytonla asıl törenin yapılacağı Belediye Sarayı’na doğru götürüldü. Faytonla küçük bir şehir turuna çıkan Büyükelçi, gezintiden oldukça memnun kaldığı gözlendi.

Lordlar Kamarası’nda üst düzey katılım

Takahiro Shinyo, Hans Schaidinger, Hartmut Koschyk 150 yıllık diplomatik ilişki ölümsüzleştirildi.

Üst düzey siyasilerin ve akademisyenlerin de katıldığı tarihi Lordlar Kamarası’ndaki Alman-Japon ortak pullarının sergileme töreninde sırasıyla Regensburg Büyükşehir Belediye Başkanı Hans Schaidinger, Japonya’nın Almanya Büyükelçisi Dr. Takahiro Shinyo ve Almanya Maliye Bakanı Müsteşarı Hartmut Koschyk Belediye Defteri’ne yazmadan önce birer konuşma yaptılar. Almanya (Prusya) ile Japonya arasında 150 yıl önce başlayan dostluğun tarihi sürecinin anlatıldığı konuşmalarda, dünyanın önde gelen iki büyük ülkenin gelecekte kültürel, akademik ve ticari alanlarda daha derin işbirlikleri yapılması düşünceleri dile getirildi. İki farklı kültürün ortak pullarındaki önemli mabed yapılarının resimleri her iki dilde sergilenerek kültürel anlamda yakınlaşması, dünyaya yön veren bu iki ülkenin ilerleyen yıllarda yapılacak büyük ticari ve eğitim anlaşmalarının ön adımı olacağı anlamına da geliyor.

05.02.2011

Regensburg pulları dünya turunda

Dom Katedrali ve Yakushi-ji Tapınağı iki farklı kültürü yakınlaştıracak.

Almanya'nın en güzel kentlerinden biri olan Regensburg, artık yurtdışı standart tarifesine denk gelen 75 cent'lik mektup pullarıyla dünyanın dört bir yanını gezerek güzelliklerini sergileyecek.

Almanya içerisindeki standart mektup tarifesi olan 55 cent'lik pullara da Japonya'nın Nara kentindeki 1300 yıllık tarihi tapınak Yakushi-ji’nin resmi kullanılacak.

Almanya ile Japonya'nın diplomatik ilişkiye girişlerinin 150. yıldönümüne denk getirilen iki dilli pullarla kültürel yakınlık girişimi, dünyanın ekonomisine yön veren iki dev ülkenin dostluk bağlarını daha da güçlendirecek.

Almanya Maliye Bakanlığı'nca bu tarihi olay için Regensburg’un seçilmesi son yıllarda turizm patlaması yapan kent için aynı zamanda önemli bir reklam olacak.

Almanya'nın her noktasından yurtdışına gönderilecek olan mektuplarda Regensburg pullarının yapıştırılması için 47 milyon pul baskıya verildi. Regensburg'un popülerliğini daha da arttıracak pullar dün itibariyle postanelerde satışa sunuldu.

Tarihi olay için, Japonya'nın Almanya Büyükelçisi Dr. Takahiro Shinyo'nun özel olarak dün Tokyo'dan Münih'e uçakla gelirken, kendisini bugün Regensburg'da Büyükşehir Belediye Başkanı Hans Schaidinger karşıladı.

Federal Almanya Maliye Bakanı Müsteşarı Hartmut Koschyk, Berlin'den beraberinde getirdiği basılan ilk pulları Regensburg Büyükşehir Belediye Başkanı Hans Schaidinger ve Japonya’nın Almanya Büyükelçisi Dr. Takahiro Shinyo'ya törenle hediye etti.

Regensburg Dom Katedrali ve Yakushi-ji Tapınağı resimli pullar Federal Almanya Maliye Bakanlığı'nca hazırlanan özel bir sergiyle 18 Şubat tarihine kadar alışveriş merkezi Donau Einkaufszentrum'da sergilenecek.

04.02.2011 

Ünlü İslam Bilimci yazar Lamya Kaddor Diyanet'e çattı

Lamya Kaddor, Regensburg Kaddor'a özellikle Alman kadınları büyük ilgi gösterdi. Foto: Salih Altuner

Almanya'nın önde gelen islam bilimcilerinden Lamya Kaddor, katolik, protestan ve müslüman cemaatlerin kooperasyonuyla iki seneden beri düzenlenen İslam konulu diyalog toplantılarının bu yıl ilk programına konuşmacı olarak katılmak için Regensburg'a geldi.

Çok konuşulan "Muslimisch-weiblich-deutsch" (Müslüman-kadın-Alman) adlı kitabından yaklaşık bir saat boyunca pasajlar okuyan Suriye asıllı islam bilimci yazar, daha sonra dinleyicilerin sorularını yanıtladı.

Mater Dolorosa Kilise Yurdu Salonu'nda çoğunluğu bayan ve hıristiyan 100 civarında kalabalık bir topluluğa hitap eden Kaddor, birçok defa Almanya'da faaliyet gösteren en büyük müslüman kuruluşu DİTİB'i eleştirmesi dikkat çekti.

Almanya'daki Türkler'den milyonlarca Euro bağış toplanarak geçtiğimiz sene faaliyete geçirilen Duisburg/Marxloch'taki Diyanet'e bağlı camiyi kötüleyen Kaddor, Osmanlı mimarisi ile yapılan camilerle bir problemi olduğunu söyledi. Bu anlamda Diyanet'in Köln'de yapımı süren -büyüklükte Avrupa’da başka bir örneği bulunmayan- camiyi de eleştiren Kaddor, "Modern bir görüntüsü olmayan Osmanlı mimari tarzındaki camiler hiç hoşuma gitmiyor, Almanya'nın kültürel çehresine de uymuyor" şeklinde konuştu.

DİTİB'in Almanya'da son zamanlarda Osmanlı mimarisi tarzında camilerin yapılmasına kendisine dert edinen Kaddor, Almanya'ya getirilen imamlar hakkında da eleştiriler yöneltti. Diyanet'in gönderdiği imamların teolojik olarak yeterli olduklarını ama pedagojik olarak sınıfta kaldıklarını belirten Kaddor, "Türkiye'den gelen imamlar, gençlerin sorunlarını ve dünyalarını bilmiyorlar." diyerek Diyanet'in açtığı camilerden sonra atadığı imamları da karşısına aldı.

Diyanet'in birçok defa değinilerek eleştirildiği programın soru-cevap bölümünde ise bir dinleyici Türkiye'yi diğer dinlere özgürlükler vermediğini iddia ederek suçlamalarda bulundu.

Dinleyeciler arasında bulunan DİTİB'in Güney Bavyera Diyalog Sorumlusu Aykan İnan'ın üst düzeyde temsil ettiği kurumunun camilerine ve imamlarına yönelik yapılan eleştirilere sessiz kaldığı gözlendi.

 

http://www.abvizyonu.com/ab/islam-bilimci-lamya-kaddor-diyanete-catti.html

24.01.2011 

Tuna coştu; kurulan setlere rağmen nehrin sokaklara taşması bekleniyor

Ditib'in karşısında kurulan alüminyum setler ilk dayanıklılık sınavını verecek. Foto: Salih Altuner

 

Son günlerde eriyen karlara yağan yoğun yağmurun da gelmesiyle su seviyesi yükselen Tuna nehri korkutmaya devam ediyor.

 

Regensburg'da alarm derecesinin 4'e yükseltildiği ilan edilirken, Regensburg Büyükşehir Belediye Başkanı Schaidinger yönetiminde kriz masası oluşturuldu.

 

Şu anda 5,5m yüksekliğindeki olan su seviyesi, cumartesi akşamı 6,5m'ye çıkması bekleniyor. Kentte belirli kıyılara alüminyumdan setler ve kum torbaları yerleştirilirken, buna rağmen suların kurulan setlerden taşarak karşı sokağa kadar gelme ihtimali sebebiyle halk uyarıldı.

 

En son 2002 yılında 6.6 m'ye çıkan su seviyesi Tuna nehri kıyısının yakınlarında bulunan Regensburg Diyanet Camii'nin neredeyse kapısı önüne kadar gelmişti.

 

Sahil kıyılarında araba park edilmemesi uyarısında bulunan Regensburg Belediyesi, belirli yerlerde yerleştiren tehlike uyarılarına rağmen arabalarını park edenlerin çekicilerle ücretli çekileceği bildirildi.

 

Türkler'in cumartesi günü uğrak yeri olan Donaumark'taki pazar yeri cumartesi günü açık olacak, fakat park alanının batı bölümü kapatılacak.

 

Regensburg Belediyesi'nin oluşturdugu kriz masasına 507-2326, 507-8936, 507-8937 telefonlarıyla son bilgiler ve ihbarlar alınabilinecek.

 

Regensburg Belediyesi'nin bir sonraki kriz masası toplantısı bu gece saat 22'de yapılacak.

 

MAHSUR KALAN TÜRK AİLESİNİ İTFAİYE KURTARDI

 

Öte yandan polis raporuna geçen kayıta göre, perşembe akşamı saat 19 sularında arabayla seyir halinde olan Türk ailesi sularla kaplı yolda mahsur kaldı. Eichstätt'den gelen aile, Neumarkt'ın Dietfurt kasabasında itfaiye tarafından kurtarıldı. Araba içerisinde bulunan Türk ailesinden hiç kimsenin yaralanmadığı bildirildi. 

14.01.2011

Sigorta şirketiyle mahkemelik olması Regensburg'da gündem oldu

İşadamı Haritun Sarik

Regensburg'da 30 yıldan beri esnaflık yapan Haritun Sarik (Şahin), Wochenblatt'da çıkan sigorta şirketi ve dükkan sahibiyle başı derde girdiği iddiaları üzerine Regensburg Haber'in sorularını yanıtladı.

 

2006 yılında Haselbach'taki mal deposunundaki soğutucunun tamiri sırasında ustanın tornavidayı soğutucunun motoruna düşürmesi sonucunda 92 bin Euro'luk zarara girdiğini belirten Sarik, sigortanın buna rağmen sadece 12 bin Euro'luk bir ödeme yaptığını söyledi. Sarik, zararı karşılamayan sigorta şirketi ile arasındaki mahkeme davasının hala devam ettiğini söyledi.

 

Dükkan sahibinin kirayı birden 1500 Euro arttırarak 7500 Euro'ya çıkarmasıyla da dükkan sahibiyle mahkemelik olan Sarik, davayı kaybetti. Sarik, iki sene sonra sona erecek olan kira sözleşmesini uzatmayı düşünmediğini belirtti. Dükkanın karşısındaki eski yerinde de faaliyetlerini sürdürebileceğini ifade eden Sarik, ağırlıklarını toptan satışlara verecekleri açıklamasında bulundu.

 

Kendi markaları Dilek'in 26 çeşit ürünüyle Eylül ayından beri mağazalar zinciri Netto'da kurulan Türkiye standında satışa sunduklarını ifade eden kentin tanınmış iş adamlarından Sarik, en büyük gelir kaynaklarının zaten toptancılık olduğunu belirtti.

 

Kayseri doğumlu Ermeni asıllı iş adamı, sigorta şirketi ve dükkan sahibiyle yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen, iflas etmek gibi bir durumlarının kesinlikle olmadığını, ticarete büyük projelerle devam edeceklerini ifade etti.

 
 
10.01.2011 

Berlin Eyalet Başbakanı Wowereit'a ırkçılardan çirkin saldırı

Irkçılar Tirschenreuth'da SPD partisinin toplantısını bastı.
  • SPD'nin entegrasyon konulu toplantısını NPD'liler bastı
  • Avrupa Parlamentosu Milletvekili İsmail Ertuğ, saldırıyı Regensburg Haber'e değerlendirdi

 

Almanya'da Sarrazin sonrası siyaset ve medya dünyasında yabancılar aleyhine başlatılan kampanyalar meyvelerini vermeye başladı.

 

Geçtiğimiz cuma akşamı entegrasyon konulu bir toplantı vermek için Tirschenreuth'a gelen Berlin Eyalet Başbakanı Klaus Wowereit'in konuşması NPD'liler tarafından boykot edilmeye çalışıldı.

 

Toplantının gerçekleştiği Ketterlhaus'da topluca bir masaya oturan NPD'li 15 kişilik ırkçı grup, Berlin Eyalet Başbakanı Wowereit'in entegrasyon düşüncelerinden memnun kalmamaları üzerine bağırarak olay çıkardılar.

 

Wowereit'in konuşmasını engellemek isteyen ırkçılar ile karşısında duran sosyal demokratlar arasında karşılıklı itiş kakışmaların yaşandığı olay toplantıda, organizatörlerin taşkınlık çıkaran ırkçı grubu emniyetin de yardımıyla toplantı yerinden dışarı çıkmalarını sağlaması sonrası, gerilimli anlar bu defa sokağa taşındı. Dışarı atılan NPD'liler, toplantının yapıldığı binanin hemen önünde alelacele bir miting düzenleyerek bu defa boykotu sokaktan devam ettirmeye çalıştılar.

 

Ketterlhaus önünde 2.50 x 1.50 metre ebatında "SARRAZIN hat recht, www.npd-tirschenreuth.de" (Sarrazin haklı) pankartı açan ırkçıların kimlikleri polisler tarafından kayıtlara geçildi.

 

Çıkan olaylar sonrası güvenlik önlemlerini arttıran emniyet görevlileri, Wowereit'in toplantısının bitimine kadar kendisine eşlik ederek arabasına kadar götürüp toplantı süresince ve sonrasında daha büyük olayların çıkmasını önlediler.

 

Katılımın 200 civarında olduğu belirtilen SPD toplantısının bitmesi üzerine dağılan ırkçılar hakkında Weiden Kriminal Emniyeti soruşturma başlattı.

 

Olayı Regensburg Haber'e değerlendiren Avrupa Parlamentosu Milletvekili İsmail Ertuğ (SPD) ise şu açıklamayı yaptı:

 

"Tabii ki böyle bir durumu kınıyorum. Kesinlikle kabul edilemez olduğunu belirtmek isterim. Amberg, Weiden ve hatta daha uzak şehirlerden organize gelen ırkçı gençler toplantıyı kendi çirkin propagandalarına kullanmaları mevcut olan tehlikeyi gözler önüne sermiştir. Sarrazin´in kimler tarafından desteklendiği çok net görünmekte. Dolayısıyla Sarrazin´in partiden ihracı kaçınılmaz. Bir Sosyaldemokrat ırkçılar tarafından destekleniyorsa bu kişide bir problem var demektir. Son haftaların müslümanlara, daha doğrusu Türk ve Araplara yönelik haber ve tutumlar Tirschenreuth´da olduğu gibi böyle hoş olmayan neticeleri birbirinde getiriyor. Almanya sağa kaymakta ve bu gerçek demokratlara çok büyük sorumluluk yüklemektedir. Hep beraber buna karşı gelmemiz gerekiyor."

07.11.2010 

Regensburglu uzmanlardan fikir birliği: MULTİKULTİ ÖLMEDİ

Bora Ataman, Peter Aumer, Albert Schmid 2. Regensburg Gelecek Forumu: Entegrasyonda yeni yollar. Foto: Salih Altuner

Interkulturelle Zentrum'da düzenlenen "2. Regensburger Zukunftsforum", uzman konuşmacıları ve farklı profilde dinleyici kitlesiyle ilginç bir tartışma platformuna sahne oldu.

 

Yazdığı kırmızı kaplı kitap "Deutschland schafft sich ab" (Almanya kendini bitiriyor) ile Almanya'da yabancı karşıtlığı fırtınası estiren Sarrazin'in damgasını vurduğu forumda özellikle Dr. Albert Schmid kitaptaki araştırma sonuçlarının tezat dolu olduğunu örnekler sunarak aktardı.

 

Federal Almanya Cumhuriyeti Göçmenler ve Mülteciler Daire Başkanı Dr. Albert Schmid, Federal Almanya Milletvekili Peter Aumer, Katholische Jugendvorsorge Genç Mülteciler Dairesi Başkanı Eva Filipczak, Jugendwerkstatt Regensburg Genç Mülteciler Dairesi Başkanı Uwe Jentzsch, Caritas Göçmenler ve Mülteciler Danışmanı Veronika Zimmerer gibi konunun uzmanları konuşmacı olarak katılırken, Bavyera Eyaleti Uyumdan Sorumlu Yetkilisi Martin Neumeyer rahatsızlığı sebebiyle programı iptal etmek zorunda kaldı.

 

Konuşmacılardan Peter Aumer (CSU) -partisinden ezici çoğunluğun ağır eleştirilerine rağmen- Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff'un "İslam Almanya'nın bir parçası" sözüne övgüler düzerken, CSU'nun geçtiğimiz günlerde kongrede sunduğu ve yabancıları hayatı zor eden Entegrasyon Paketi'nin ise kötü olmadığını söylemekten geri durmadı.

 

Entegrasyon konusunda başlıca uzmanlar arasında gösterilen Dr. Schmid (SPD) ise, "Hep Almanya'ya gelenleri konuşuyoruz, Almanya'yı terkederek kaybettiğimiz büyük potansiyellerden hiç bahsetmiyoruz" diyerek SOS veren Almanya'daki uzman açığı ve demografik gelişmelere dikkat çekti. Konuşmasında ayrıca, entegrasyon tartışmalarında sadece Türkler'in eğitim durumları masaya yatırıldığını, hallbuki eğitim konusunda yapılan her türlü araştırmalarda Türkler'in İtalyanlar'dan daha kötü olmadığı sonucu çıktığını söyledi. Dr. Schmid'in final niteliğinde "Hıristiyan-yahudi inanç değerinde 'insanlar' ana unsurdur" diyerek Alman kültürünün İslam kültürü arasındaki farkı gönderme yapma çabası salonda dakikalarca ve sesli bir şekilde en büyük alkışı alması dikkat çekti.

 

Yabancılara karşı önyargısız bir yaklaşım sergileyen diğer üç uzman konuklardan Eva Filipczak, entegrasyonun Almanya'da pek de kötü durumda olmadığını belirterek "Daha çok yabancıların başarılarına konsantre olmalıyız" derken, Veronika Zimmerer ise, "Hiçbir yabancı 'ben entegre olmak istemiyorum' demiyor. Almanca öğrenememelerinin farklı sebepleri var" şeklinde konuştu. Son derece sağduyulu bir tavır sergileyen Uwe Jentzsch de, "Multikulti bitmiş olamaz. Bizler farklı kültürlerden insanların oluşturduğu bir topluluğuz. Bu bizim icin bir zenginliktir." dedi ve yabancılar için her alanda fırsat eşitligi istedi. 

 

Dinleyicilerin de aktif katılımı gözlenen entegrasyon forumunda söz hakkı alan bir psikolog kadın "Yabancı olandan korkmak bir korku hastalığıdır. Korkularımızı azaltalım, yükseltmeyelim" çağrısında bulundu. Yabancılar hakkında yaptığı çalışmalar ile tanınan kentin renkli simalarından Regensburg Belediye Encümeni Bernadette Dechant (CSU) da, karşılıklı hoşgörü içerisinde birlikte güzel bir yaşamın başarılacağına olan inancını salondakilerle paylaştı.

 

Farklı görüşlerin ortaya çıktığı entegrasyon forumunun en ilginç anı Türk asıllı bir dinleyicinin konuşmasıyla gerçekleşti. Entegrasyon konusunda geç kalındığını "Tren gitti bile" şeklinde yorumlayan Bora Ataman, "Herşeye sil baştan başlamalıyız" tespitinde bulundu. Sözlerini "Ben bir Alman ailesinde büyüdüm. Ben bir Türküm ve CSU'luyum!" diyerek başlayan Bora Ataman'ın beklenmedik girişi heyecanı doruklara çıkardı. Dünyanın hiçbir ülkesinde Almanya'da olduğu kadar bu konunun açıklıkla konuşulmamasından duyduğu memnuniyeti de dile getiren Bora Ataman'ın "Ben CSU'luyum ve bundan gurur duyuyorum" şeklindeki kapanış cümlesi ise Almanlar'ın beğenisini kazanarak büyük bir alkış aldı.

06.11.2010 

İsmail Tipi, Dolmabahçe Sarayı'ndaki akşam yemeğinde iki Cumhurbaşkanıyla small talk yaptı

Abdullah Gül, Ismail Tipi İki Cumhurbaşkanıyla Dolmabahçe Sarayı'nda yemekte buluşan Regensburglu.

Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff onuruna Dolmabahçe Sarayı'nda verilen akşam yemeğine Regensburglu İsmail Tipi de davet edildi.

 

Osmanlı-Türk mimarisi döneminin muhteşem eserlerinden Dolmabahçe Sarayı'nda verilen akşam yemeğinde birçok önemli Türk ve Alman konuklar katıldı.

 

Dolmabahçe Sarayı'nda verilen akşam yemeğinde bulunan Hessen Eyaleti'nin ilk Türk asıllı milletvekili İsmail Tipi, her iki Cumhurbaşkanıyla da kısa sohbet etme imkanını buldu.

 

Osmanlı'nin son döneminde kralların ağırlandığı Dolmabahçe Sarayı'nda Wulff ile Gül buluşması göz kamaştırıcı bir programla sona erdi.

 

Hessen Eyaleti ve Bursa arasında imzalanan "Kardeşlik Anlaşması" sebebiyle Almanya'dan gelen büyük bir delegasyonla Türkiye'de bulunan İsmail Tipi, yapılan işbirliği anlaşmaları sonunda, Osmanlı döneminde kralların ağırlandığı sarayda Almanya'nın ve Türkiye'nin cumhurbaşkanlarıyla yakından tanışmış oldu.

 

Hıristiyan Demokrat Birliği'nde (CDU) siyaset yapan İsmail Tipi, Dolmabahçe Sarayı'ndaki akşam yemeğinde ayrıca Türkiye'nin önde gelen iş adamı Bülent Eczacıbaşı ve iş kadını Güler Sabancı ile de bir araya geldi.

 

Ailesi hala Regensburg'da yaşayan İsmail Tipi (51), daha önce Regensburg'un yerel gazetelerinden Wochenblatt'ın yanısıra, Hürriyet ve Star gibi Türk gazetelerinde de bir süre çalışarak gazetecilik mesleğinde de uzun yıllar geçmişi bulunan bir siyasetçi.

 

Fotoğraftakiler:
- Dr. Eckart Kunz, Federal Almanya Ankara Büyükelçisi
- Prof. Rita Süssmuth, Federal Almanya Meclisi eski Başkanı
- Ahmet Acet, T.C. Berlin Büyükelçisi
- İsmail Tipi, Hessen Eyaleti Milletvekili
- Abdullah Gül, Türkiye Cumhurbaşkanı
- Egemen Bağış, T.C. Devlet Bakanı ve AB Başmüzakereci
- Hayrünnisa Gül, Türkiye Cumhurbaşkanı eşi

25.10.2010 

Papa 16. Benedikt'in Regensburg oturumu resmen sona erdi

Dr. Gerhard ludwig Müller, Prof. Rudolf Voderholzer, Georg Ratzinger Soldan sağa: Gerhard Ludwig Müller, Rudolf Voderholzer, Georg Ratzinger. Foto: Bistum Regensburg

Regensburg Üniversitesi Teoloji Fakültesi'nde profesörlük yaptığı 1969-1977 yılları arası Regensburg/Pentling'de oturduğu evi hibe eden Papa 16. Benedikt, abisi Georg Ratzinger aracılığıyla evin anahtarını Papa 16. Benedikt Vakfı Başkanı Prof. Rudolf Voderholzer'e törenle teslim etti. Regensburg Piskoposu Dr. Gerhard Ludwig Müller tarafından kurulan vakfın mütevelli heyeti, Papa'nin evinin kullanımı için bir konsept hazırlayacak. 2012 yılında 85 yaşına girecek olan Papa'ya doğum günü hediyesi olarak evde yaşadığı dönemdeki gibi şekillendirilecek evin müze haline getirilmeyeceği bildirildi. Regensburg Piskoposluğu, Papa'nın evini bilimsel toplantılar için kullanılacağını ifade etti.

16.09.2010

Regensburg Haber

(0049) 176 24141743

presse@regensburg-haber.com

Salih Altuner (Chefredakteur)

 

 

TRT Deutsch

Regensburg Haber

Regensburg Haber - 45.pdf
PDF-Dokument [6.3 MB]
Regensburg Haber - 44.pdf
PDF-Dokument [6.2 MB]
Regensburg Haber 43.pdf
PDF-Dokument [6.4 MB]
Regensburg Haber - 42.pdf
PDF-Dokument [7.0 MB]
Regensburg Haber - 41.pdf
PDF-Dokument [64.6 MB]
Regensburg Haber - 40.pdf
PDF-Dokument [9.3 MB]
Regensburg Haber - 39.pdf
PDF-Dokument [7.9 MB]
Regensburg Haber - 38.pdf
PDF-Dokument [7.6 MB]
Regensburg Haber - 37.pdf
PDF-Dokument [34.4 MB]
Regensburg Haber - 36.pdf
PDF-Dokument [12.1 MB]
Regensburg Haber - 35.pdf
PDF-Dokument [13.7 MB]
Regensburg Haber - 34.pdf
PDF-Dokument [34.5 MB]
Regensburg Haber - 33.pdf
PDF-Dokument [41.9 MB]
Regensburg Haber - 32.pdf
PDF-Dokument [37.0 MB]
Regensburg Haber - 31.pdf
PDF-Dokument [54.1 MB]
Regensburg Haber - 30.pdf
PDF-Dokument [32.8 MB]
Regensburg Haber - 29.pdf
PDF-Dokument [51.2 MB]
Regensburg Haber - 28.pdf
PDF-Dokument [53.7 MB]
Regensburg Haber - 27.pdf
PDF-Dokument [47.1 MB]
Regensburg Haber - 26.pdf
PDF-Dokument [37.5 MB]
Regensburg Haber - 25.pdf
PDF-Dokument [37.3 MB]
Regensburg Haber - 24.pdf
PDF-Dokument [34.5 MB]
Regensburg Haber - 23.pdf
PDF-Dokument [55.9 MB]
Regensburg Haber - 22.pdf
PDF-Dokument [40.9 MB]
Regensburg Haber - 21.pdf
PDF-Dokument [56.3 MB]
Regensburg Haber - 20.pdf
PDF-Dokument [62.1 MB]
Regensburg Haber - 19.pdf
PDF-Dokument [54.0 MB]
Regensburg Haber - 18.pdf
PDF-Dokument [83.4 MB]
Regensburg Haber - 17.pdf
PDF-Dokument [9.6 MB]
Regensburg Haber - 16.pdf
PDF-Dokument [39.2 MB]
Regensburg Haber - 15.pdf
PDF-Dokument [36.9 MB]
Regensburg Haber - 14.pdf
PDF-Dokument [41.3 MB]
Regensburg Haber - 13.pdf
PDF-Dokument [37.4 MB]
Regensburg Haber - 12.pdf
PDF-Dokument [37.6 MB]
Regensburg Haber - 11.pdf
PDF-Dokument [32.8 MB]
Regensburg Haber - 10.pdf
PDF-Dokument [58.4 MB]
Regensburg Haber - 03.2015.pdf
PDF-Dokument [39.9 MB]
Regensburg Haber - 12.2014.pdf
PDF-Dokument [39.1 MB]
Regensburg Haber - 09.14.pdf
PDF-Dokument [29.9 MB]
Regensburg Haber - 03.2014.pdf
PDF-Dokument [26.2 MB]
Regensburg Haber - 12.2013.pdf
PDF-Dokument [26.7 MB]
Regensburg Haber - 09.2013.pdf
PDF-Dokument [34.1 MB]
Regensburg Haber - 06.2013.pdf
PDF-Dokument [19.7 MB]
Regensburg Haber - 12.2012.pdf
PDF-Dokument [32.0 MB]
Druckversion | Sitemap
© Regensburg Haber